15 Temmuz’un yıl dönümünde yeniden tartışma konusu olan TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimi Komisyonu Raporu beş yıldır yayımlanmadı. Bunun nedenlerinden biri de raporun teknik anlamda tamamlanmamış olması.
CHP, bunun, rapora korsan biçimde ek bölüm yazılmasından ve bu bölümle ilgili görüşlerinin rapora konulmamasından kaynaklandığını savunuyor.
T24'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre tartışmaların nedenini anlamak için CHP’nin o dönem hazırladığı, Darbe Komisyonu raporuna eklenmeyen rapor kılavuz niteliğinde.
Söz konusu raporda, o dönem komisyonda da görev yapan dönemin CHP milletvekilleri Zeynel Emre, Aykut Erdoğdu, Sezgin Tanrıkulu ve Aytun Çıray’ın imzası bulunuyor. Raporun ilk bölümü Zeynel Emre, “nihai değerlendirmeler” kısmı ise Çıray tarafından kaleme alındı.
Raporda, Darbe Komisyonu Raporu’nun neden yayımlanamadığı da anlatılıyor. Raporun ilk bölümünde, Darbe Komisyonu Raporu için, “Komisyon raporlarının tahrif edilmesi” başlığı kullanılarak, “15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonunun bugüne dek gündeme gelen toplam 3 farklı raporu söz konusudur” deniliyor. Üç rapor şöyle sıralanıyor:
22 Aralık 2016 tarihinde basına sızdırılan ön taslak rapor (936 sayfa)
25 Mayıs 2017 tarihinde karşı oy yazısı yazılmak üzere komisyona sunulan taslak rapor (639 SAYFA)
12 Temmuz 2017 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan nihai rapor (1097 SAYFA)
CHP İTİRAZ ETTİ, RAPORA EKLENMEDİ
CHP’nin muhalefet şerhi niteliğindeki raporunda, bu süreç için şöyle deniliyor:
“Bu raporlardan ilki (ön taslak rapor), konuları bakımından kapsamlı, içeriği bakımından hacimli ve bir anlamda darbe girişiminin araştırılmasına dönük bir çabanın izlerini taşıyan doyurucu bir mahiyettedir. İkinci rapor (taslak rapor), ilk raporun yarısı kadar olmakla birlikte, kendisinden önceki rapordan çıkartılan konular bakımından açık bir müdahalenin olduğunu göstermektedir.
Son rapor (nihai rapor) ise, bir araştırma komisyonunun faaliyetleri, bulguları ile ilgili olmayan, siyasi olarak saldırgan, gerçekleri çarpıtan ve karalayıcı eklemelerin yapıldığı rapordur.
Tüm bu müdahaleler, bu yaklaşımın ilk başta siyasi nezaketten uzak olduğunu gösterse de daha vahimi, darbe girişiminin aydınlatılmasının değil muhalefeti mahkum etmek üzere, tam bir hukuksuzluk içinde araçsallaştırılmasının trajik bir şahikası, AKP iktidarının kronik davranışı olan hukuksuzluğun bir röntgeni olmuştur.”
KILIÇDAROĞLU'NA FETÖ SUÇLAMASI
Raporda, Darbe Komisyonu Raporu’nun taslağının hazırlandığı, bu taslağın basına da sızdığı, taslak raporun, itirazlarını yazmaları için muhalefet vekillerine de gönderildiği vurgulanıyor.
Ancak CHP’nin iddiasına göre, TBMM Başkanlığı’na 12 Temmuz 2017’de verilen raporda, kendilerine verilen taslak raporda yer almayan ifadeler sıralandı. Bununla yetinilmedi, muhalefetin şerhleri de rapora işlenmedi. CHP’nin raporunda, Darbe Komisyonu Raporu’na gizlice eklenen bölümde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik ağır suçlamaların yer aldığı belirtiliyor ve eklenen bölüm özetle şöyle aktarılıyor:
“…ancak bazı siyasi partilerin özellikle Anamuhalefet Partisinin (CHP) FETÖ’ye karşı tutumunun tutarsız ve çelişkilerle dolu olduğuna dair bir parantez açmakta fayda bulunmaktadır. Her ne kadar 15 Temmuz Darbe Girişiminin hemen akabinde CHP, FETÖ’yle mücadele bağlamında bazı olumlu, uzlaşmacı ve işbirliğine açık mesajlar vermiş olsa da, ilerleyen süreçte bu tavrı değişim göstermiştir. Ayrıca, Anamuhalefet Partisinin FETÖ’ye ilişkin tavrının darbe öncesinde de çelişkili olduğunu hatırlatmakta fayda bulunmaktadır. Şöyle ki; yukarıda anlatılan süreçler yaşanırken, Anamuhalefet partisinin (CHP) FETÖ’nün siyasi emellerine hizmet eden tutum ve davranışları 15 Temmuz darbesine giden süreçte FETÖ/PDY terör örgütünü cesaretlendirici bir nitelik taşımıştır…
CHP Genel Başkanı, FETÖ/PDY’nin söylemleriyle örtüşür biçimde “kontrollü darbe”den söz etmeye başlamıştır. CHP liderinin özellikle 17/25 Aralık’tan sonra FETÖ’yle senkronize davranışlar sergilemesinin, söylem birliği içine girmesinin, FETÖ’nün servis ettiği hukuk dışı malzemeleri kullanmasının, 15 Temmuz sonrası FETÖ davalarına gösterdiği karşıtlık ve 4 FETÖ’yü aklama girişimlerinin bir anayasal kurum olan anamuhalefet partisi tarafından niçin ısrarla bir politika tarzı olarak benimsendiği anlaşılmamaktadır.”
Raporun taslak halinde yer almayan bu ifadeler, çok daha uzun. Eklenen bölümde tamamen Kılıçdaroğlu eleştiriliyor ve FETÖ’ye destek vermekle suçlanıyor.
CHP'NİN İTİRAZI: 'HABERSİZ EKLEME YAPILDI'
CHP’li komisyon üyeleri, rapora kendilerinden habersiz biçimde ekleme yapıldığını, raporun bu haliyle ilgili görüşlerinin alınmadığını ve muhalefet şerhlerine yer verilmediğini 14 Temmuz 2017’de dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a aktardı. Ancak CHP’nin raporuna göre, Kahraman, sadece, ilgili bölüme görüşlerini ekleyebilecekleri yanıtını verdi.
CHP, bunun üzerine 14 Temmuz tarihli itiraz dilekçesini verdi. İtiraz dilekçesinde şu gelişmeler aktarıldı:
“Komisyon Başkanı Reşat PETEK'in 11 Temmuz 2017 günü gece saat 23:25'te komisyon üyelerine gönderdiği; [[Değerli Komisyon Üyeleri, Raporumuz yarın (12.07.2017) saat 17:00'de TBMM Başkanlığına arz edilecektir. Komisyon olarak Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahraman'ı ziyaretimize tüm Komisyon üyelerimizin katılımı rica olunur. Saygılarımla. Reşat PETEK Komisyon Başkanı]] şeklindeki whatsApp mesajı ile, Rapordaki tashih niteliğinde düzeltme ve değişiklikler 6 ile redaksiyon işlemlerinin tamamlandığından ve artık TBMM Başkanlığına sunulacağından haberdar olduk. Tamamlandığı ve TBMM Başkanlığına sunulacağı ifade edilen rapor metni üyelere dağıtılmamıştır; tarafımızdan komisyon sekreteryasından istenerek incelendiğinde de görüşmüştür ki, yapılan değişiklikler ve eklemeler tashih niteliğinde düzeltme ve redaksiyonun çok ötesine geçmiştir. TBMM Başkanlığı’na sunulan rapor metni tarafımızdan incelenerek muhalefet şerhi yazılan rapor değildir; yapılan değişiklikler ve eklemelerle metnin son hali yeni bir rapor olma niteliğindedir.”
EKLENMEYEN MUHALEFET ŞERHİ: 'AKP SUÇ ORTAĞI'
CHP, muhalefet şerhi niteliğindeki ikinci raporunu bunun üzerine hazırladı. Ancak bu muhalefet şerhi, komisyon raporuna eklenmedi.
Bu nedenle komisyon, raporunu TBMM İçtüzük kurallarına uygun biçimde tamamlayamadı ve bugünkü tartışmalar yaşanmaya başladı. TBMM Başkanlığı da AKP’de oluşan görüş doğrultusunda komisyon raporunun muhalefetin itiraz ettiği halini TBMM Genel Kurulu’nda görüşmedi. Darbe Komisyonu Raporu kadük haline geldi ve rafa kaldırıldı.
Bu sürecin nedenlerinden birinin CHP’nin muhalefet şerhi niteliğindeki raporunda yer alan tespitler olduğu belirtiliyor. Bu raporda, AKP’nin Gülen cemaatinin suç ortağı olduğu belirtiliyor ve bu iddiayla ilgili kanıtlar sıralanıyor.
VİDEOLAR, MANŞETLER, AÇIKLAMALAR
Raporda, “video” başlığı altında çok sayıda video kaydının linki yer alıyor. Linklerden bazıları şöyle:
Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra AKP milletvekilliği yapacak olan Hakan Şükür’ün nikahını kıyıyor, nikah şahidi Fethullah Gülen. Hakan Şükür’ün daha da sonra bir OHAL KHK’sı ile madalyaları elinden alınıyor. https://www.youtube.com/watch?v=3UOSy0QQDIs
Binali Yıldırım Türkçe Olimpiyatlarında Fethullah Gülen’in şiirini okuyor https://www.youtube.com/watch?v=BGv37DUkoFI
Numan Kurtulmuş’tan Gülen’e dön çağrısı https://www.youtube.com/watch?v=cZ5EJKUeESw
Raporda, dönemin gazetelerinin görselleri de yer alıyor. Görsellerde, 2004’teki MGK’da görüşülen Gülen cemaati raporunun AKP tarafından işleme konulmadığına yönelik haberler geniş yer tutuyor.
Görsellerde, 'Gülen’i AKP kurtardı', 'Erdoğan: Cemaat ne istedi de geri çevirdik' haberlerinin manşetleri, Erdoğan ve Gülen’in birlikte çekilmiş fotoğrafları, Gülen’e yapılan ziyaretlerin fotoğrafları, AKP’lilerin Gülen’le ilgili mesajları, Türkçe Olimpiyatları için bastırılan paranın görseli, Erdoğan’ın, “Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Rabbim de milletim de bizi affetsin” sözlerine ilişkin manşetler yer alıyor. Raporun devamında da başta Erdoğan olmak üzere AKP’lilerin Gülen ile ilgili açıklamaları bulunuyor.
PETEK'İN YAZILARI
Raporda, Darbe Komisyonu’na başkanlık eden Reşat Petek’in gazetelerde yayımlanan, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarına destek verdiği, cemaatin söylemlerini desteklediği yazıları da yer alıyor.
RAPORDAKİ TESPİTLER: AKP YENİ TARİH YAZIMI YAPIYOR, SUÇLARINI GİZLİYOR
Raporun, tespitler bölümünde de özetle şu görüşlere yer verildi:
İktidar mensubu kişilerin FETO ve FETÖ için referansları, methiyeleri, hasret dolu sözleri ve iktidar seferberliği sonuç olarak 15 Temmuz darbe girişimine neden olmuştur.
Tüm bu hadiselerin siyasi okuması, yorum ve analizlerinin yakıcılığı bir yana, kanunlarla belirlenmiş nizam içinde karşılık geldiği tek bir şey vardır: Suç ortaklığı. Suça iştirakin faillik, azmettirme, yardım ve yataklık yolları ile ortaya çıkmasına dair tüm bulgular, raporun bu son ilavesi ile böylece mutlak, çekincesiz ve olgusal biçimde ortaya konulmuştur.
En açık deyişle istisnasız bir şekilde AKP hükümetleri ve belediye başkanlığından Cumhurbaşkanlığı devrine kadar Recep Tayyip Erdoğan iktidarı, bütüncül ve sistemli olarak icraatları ve söylemleriyle, hain bir terör örgütü olarak FETÖ’nün en büyük ve tek değişmez katalizörü olmuştur.
Bu nedenle Erdoğan iktidarı, 15 Temmuz bakımından bütün ülkeyi içine sürüklediği travmanın, üstü örtülmesi imkansız olan siyasi ve hukuki sorumluluğunu örtbas etmek endişesiyle ve evrensel değerleri ayaklar altına almak pahasına muhalefeti mahkum etmeye çalışmaktadır.
AKP/Erdoğan iktidarları, darbe girişiminden çok uzun zaman önce, bilhassa da kumpas dönemi olarak anılan zamanlarda organize bir şekilde suç işleyen FETÖ’ye her türlü desteği sağlamış, önündeki engelleri kaldırmıştır. Tüm gelişmelerin varıp geleceği tek bir yer var ise o da şudur: Çok açık bir şekilde suça iştirak açısından adı anılan bütün bu sorumlular hukuk karşısında er ya da geç hak ettikleri cezayı alacaklardır. Yukarıda delillendirilen suç ortaklığı neticesinde de, devletin parasına terör örgütlerinin etkinliklerini basanlar karşısında savcıların harekete geçmesi bir beka meselesi olarak karşımızda durmaktadır.