Home
28 Ağustos 2018 ( 132 izlenme )
Reklamlar

Tarihçi Sinan Meydan Malazgirt etkinliklerini yorumladı: Büyük Taarruz unutturuluyor!

Tarihçi Sinan Meydan devlet imkanlarının seferber edildiği Malazgirt buluşmasına ilişkin tarihsel bir hatırlatma yaptı: 26 Ağustos Büyük Taarruz’un başlama tarihi bunu neden kutlamıyorsunuz!


Malazgirt Zaferi’nin 946. yıldönümünde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla, devlet imkânlarının seferber edilmesiyle bir buluşma gerçekleştiriliyor. Buluşma tarihsel bir olayın anmasından öte AKP’nin kendi tarihini yaratması kodlarını barındırıyor. Yeni rejimin tarih yazımı olarak bilinen süreçte İslamcı bir kafa yapısıyla toplumsal dönüşüm amaçlanırken birçok tarihsel olay da yok sayılıyor. Malazgirt Zaferi, Türklerin Anadolu’ya kitlesel girişleri açısından simgesel bir olay olma özelliğindeyken AKP bunu kendi rejiminin kurucusimgesel bir tarihi haline getiriyor. Milli Mücadele döneminde yaşananlar Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve akabindeki toplumsal dönüşümler AKP için ‘unutturulması ya da silikleştirilmesi gereken olaylar’ anlamına geliyor. 15 yıllık iktidarının özellikle son döneminde bu uygulamalar hem eğitim alanında hem de başka alanlarda kendisini net biçimde gösteriyor. Tarihçi Sinan Meydan da bu kısma ısrarla vurgu yapıyor. BirGün’e konuşan Meydan’a göre yeni rejim bir tarih anlatısına ihtiyaç duyuyor; bunu yaparken de başta Milli Mücadele olmak üzere yakın tarihteki birçok olguyu bilerek görmezden geliyor.

Taşları üst üste koyalım
Sinan Meydan’a bu etkinliklerin niteliklerini sorduğumuzda şunları söyledi: “Bu basit bir anma etkinliği olarak adlandırılamaz. Taşları üst üste koymak lazım. Yeni Türkiye söylemi ekseninde bu etkinlikleri değerlendirmek lazım. Yeni bir tarih yazılıyor. ‘Yeni tarih’ yazılırken milli mücadele ve cumhuriyet devrimleri aşındırılmak silikleştirilmek isteniyor. Kurtuluş Savaşı, kongreler ve birçok önemli olay ve tarih bilinçli biçimde yok sayılıyor. Türkiye in Türk devriminin sembol tarihleri silikleştirilmeye ya da unutturulmaya çalışılıyor. Bu sadece etkinliklerle de sınırlı kalmıyor okul kitaplarında eğitim müfredatlarında yapılıyor bu aşındırmalar. Gençler bilinçli biçimde bu konuda bilgisiz bırakılıyor. Yandaş yazarlar yine bu alanda yazdıklarıyla yakın tarihi gölgelemeye çalışıyorlar. Alternatif tarih safsatasıyla yapılıyor bunlar.”

‘Yeni tarih’ olgusunun bir de eylem ayağı var diyen Meydan “Bu etkinlikler aslında eylem kısmına tekabül eder” diye konuştuktan sonra şöyle devam etti:

“Tabii bu atılan adımların bir de eylem ayağı var. Bu etkinlikleri böyle okumak gerekiyor. Bakın 26 Ağustos bizim tarihimiz açısından oldukça önemlidir. Malazgirt Zaferi’nin yıldönümüdür, Anadolu’nun Türkleşmesinin yıldönümüdür, bu doğru. Fakat Anadolu’nun Türk yurdu olarak kalmasını sağlayan çok önemli bir olay daha vardır ve bunun da yıldönümü 26 Ağustos’tur. Mustafa Kemal biliyorsunuz bu tarihte yani 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruzu başlatmıştır. Afyon Kocatepe’de top atışıyla başlatılmış 4 gün sürmüş ve Dumlupınar Zaferi’yle Büyük Taarruz kazanılmıştır. Ama buna ilişkin bir anma kutlama ya da hatırlatma göremiyoruz. Çünkü iktidar açısından bu tarih bir anlam ifade etmiyor. Kurulmak istenen ‘yeni rejim’in kodlarında Büyük Taarruz yer almıyor, Kurtuluş Savaşı yer almıyor. Malazgirt’i kutlarken Büyük Taarruz’u ‘unutuyorlar.’ Büyük Taarruz kaybedilseydi 1071’de kazanılan zaferin de anlamı kalmayacaktı.

Görmüyorlar, unutturuyorlar
Tarihi olayların çarpıtılması her iktidar döneminde karşımıza çıkan bir olguyken AKP iktidarında kurucu bir ögeye dönüşmüş durumda. Meydan konuya ilişkin şunları söyledi:

“Bugün iktidar tarihi işine geldiği biçimde eğip büküyor. Kendi işine gelen olaylardan destanlar yaratırken Mustafa Kemal ve arkadaşlarının tarihi zaferlerini görmüyor ya da unutturmaya çalışıyor. Bakın Sakarya Zaferi, Büyük Taarruz ve o tarihteki kazanımlar olmasaydı bugün 1071’de kazanılan Anadolu kaybedilmiş olacaktı. Sakarya Savası denilen savaş Ankara’nın 50 km yakınında kazanıldı. İşgalci güçler Ankara’ya kadar gelmişlerdi. O savaşın kaybedilmesinin ne demek olduğunu düşünebiliyor musunuz? Bugün bunları görmeyeceksiniz bu tarihsel olgular unutturacaksınız sonra da Malazgirt’ten bahsedeceksiniz. Bu kurgusal bir tarih okumasıdır. Yeni rejimin kendi tarihi üzerinden toplumu biçimlendirme çabasıdır. Çok açık biçimde karşımızda duruyor bu olgu.”

Yeni rejimin tarihi kodları
Meydan, ‘yeni rejim’in tarihsel sac ayaklarını ise şöyle açıkladı:
Yakın tarih silinmek isterken ‘yeni rejim’in tarih okumasında 3 tane kritik tarih karşımıza çıkıyor. Bunlardan ilki Malazgirt Zaferi. İkincisi, Osmanlı’nın kuruluşu ve fetihleri. Burada bir parantez açmak istiyorum, yeni tarih okumasında Osmanlı’nın fetihler ve gelişimi varken nasıl gerilediği ve çöktüğü yer almıyor. Sanki Osmanlı hiç yıkılmamış, çökmemiş gibi davranılıyor bu da ironik bir durum. Üçüncüsü ise 15 Temmuz Darbe Girişimi. Bu 3 ayak üzerine oturuyor Yeni Türkiye’nin yeni tarihi. Burada Milli Mücadele’ye yer yok. Bunu genç nesillere anlatmaya daha doğrusu uydurmaya çalışıyorlar. Milli Mücadele’yi önemsizleştiriyorlar. Sanki çok sıradan bir olay gibi geçiştiriyorlar. Çünkü ümmetçi anlayışlarında bu tarihlere bu olgulara yer yok. Nitekim, Erdoğan da konuşmalarında bunun işaretini veriyor. Ne demişti Erdoğan geçenlerde bir konuşmasında? 15 Temmuz bizim için Çanakkale’den daha anlamlıdır. Bu sözler dahi durumu özetlemek için yeterli veri sunuyor bizlere. Emin olun Milli Mücadele, Çanakkale ve diğer tarihsel zaferler her yıl silikleştirilecek ve genç nesillerin bunları öğrenmesi engellenecek.

Karşı karşıya getirmek hatalıdır
Tarihsel anlatılar üzerinden kendi kitlesini konsolide etmeye çalışan iktidarın bu kutuplaştırma hamlesini nasıl okuduğunu sorduğumuz Meydan’ın yanıtı şöyle oldu:

“Böyle bir kutuplaştırmanın topluma hiçbir kazanımı olmayacak. Zaten toplumda yeteri kadar kutuplaşmış alanlar var. Etnik mezhepsel siyasal kutuplaşmalar bunlardan öne çıkanları. Bir de yeni bir tarih anlayışı dayatmasıyla toplumu gererseniz buradan bir sonuç çıkmaz. Dayatma kavramını bilinçli bir şekilde tercih ettim çünkü yapılan şeyin adı tam anlamıyla dayatma. Kendi resmi tarihlerini dayatma anlayışı. Ama toplumun yarısı bunu kabul etmiyor. Bu çok önemli bir olgu. Yeni Türkiye adı altında kurmak istedikleri düzene ilişkin kurgusal bir tarih yazımı olduğunun toplumun önemli bir kesimi farkında. Toplumsal bir karşılığı yok. 1071’i kutlamanıza itirazımız yok ama 30 Ağustos’ta da Dumlupınar’a gidin onun önemini de topluma anlatın. İktidar ne yapıyor? Alparslan ile Mustafa Kemal’i karşı karşıya getiriyor, Malazgirt ile Büyük Taarruz arasında bir seçim yapıyor diğerini neredeyse yok sayıyor. Alparslan bir seçenek olarak sunulurken Mustafa Kemal unutturulmaya çalışılıyor. Elbette kabul edilebilir bir yanı yok bu adımların.”

https://www.birgun.net/haberdetay/tarihcisinanmeydanmalazgirtetkinlikleriniyorumladibuyuktaarruzunutturuluyor176558.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Sebze ve meyve fiyatlarına ÖTV darbesi! Zamlar peş peşe geliyor Saadet Partili isimden Numan Kurtulmuş’a çok sert tepki: ‘Allah belasını versin’ TGRT Haber yayına Starbuck bardağıyla çıkan Meltem Günay’ın işine son verdi AKP'li vekilden skandal sözler! "Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller"