Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, bugünkü köşesinde Türkiye’nin saniyede ödediği faiz miktarı ile ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. “İç ve dış borç faizine her saniye için ödenen 1.862 lira cari tutarı gösteriyor. Bu tutarı, dolar kurunu kullanarak bugüne getirdik...” diye yazan Aktaş, “Hazine, on altı yıl boyunca iç ve dış borç faizine her saniye 821 dolar, yani 6.075 lira ödeme yapmış ve yapmaya devam ediyor...” ifadelerini kullandı.
Alaattin Aktaş yazısı şöyle:
“Bu köşede iki gün önce, 25 Ocak’ta, merkezi yönetimin 20052020 dönemini kapsayan son on altı yılda ne miktarda iç ve dış borç faizi ödediğini yazdım. İç borç faiz ödemesi 743 milyar lira, dış borç faiz ödemesi ise 68 milyar dolardı. O gün de vurguladım; bazı tutarlar zaman anlamında mikro ölçeğe indirince daha bir dikkat çekiyor. Sayı küçülüyor ama sorunun büyüklüğü daha bir ortaya çıkıyor.
68 milyar dolarlık dış borç faiz ödemesini ilgili yılların ortalama dolar kurunu kullanarak TL’ye çevirdim ve böylece iç borç faizini de ekleyerek toplam faiz ödemesini buldum. Sonra da bu tutarı on altı yıl toplamından yıla, ardından aya, sonra güne, saate, dakikaya ve saniyeye kadar küçülttüm. Bulduğum tutarı da 25 Ocak’ta yazdım. Türkiye, merkezi yönetim olarak bu on altı yılda her bir saniye 1.862 lira borç faizi ödemişti. Bu tutara belediyelerin ödemeleri ya da özel sektörün ödemeleri dahil değildi.
BUGÜNKÜ KARŞILIĞI ÇOK DAHA FAZLA
Türkiye’nin yalnızca merkezi yönetimin iç ve dış borcu için saniyede 1.862 lira faiz ödemiş olmasını şaşırtıcı bulan okurlar çoğunluktaydı. Oysa bizim yaptığımız Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından herkese açık olarak ilan edilen faiz ödemesini saniye ölçeğine çekmekten ibaretti. Katkımız bu kadardı.
Bu on altı yılda saniyede 1.862 lira ödenmiş olmasını, biraz abartılı ya da çarpıcı bulanlara bugün daha çarpıcı bir sayı sunalım...
Hazine on altı yılda saniyede 1.862 lira ödedi ama bu cari tutarı gösteriyor. Bu tutarı bugüne getirdiğimizde sayı katlanıp gidiyor.
Siz hiç on yıl, yirmi yıl önce aldığınız bir konutu, bir arabayı, o günkü değeriyle konuşuyor musunuz? Konuşuyorsanız bile hemen bugünkü değere getirmeye çalışıyor; bunun için de en pratik yol olarak döviz karşılığına bakıyorsunuz.
Biz de şöyle yaptık; bu on altı yılda ödenen iç borç faizini, her ayın ödemesinden yola çıkarak ve o ayın ortalama dolar kurunu dikkate alarak dövize çevirdik. Yıl ortalamasını bile almadık ki sapma olmasın diye.
(İki gün önce dolarda yıl ortalamasını kullandığımız için bugünkü tabloyla o tablo arasında küçük farklar var.)
HER SANİYE 6.075 LİRA!
Türkiye on altı yılda 743 milyar lira, yani 340 milyar dolar iç borç faizi ödedi. On altı yıldaki 340 milyar doların saniyedeki karşılığı 684 dolar.
Bir de dış borç faizi var. Bu dönemde 68 milyar dolar, yani saniyede 137 dolar da dış borç faizi ödedik.
Yani toplam ödeme tam 409 milyar dolar. Sayıları zamana böle böle küçülttük ve karşımıza saniyede 821 dolarlık ödeme çıktı.
Türkiye, yalnızca merkezi yönetim borcu için on altı yıllık dönemde her bir saniye için ortalama 821 dolar iç ve dış borç faiz ödemesi yapmış.
Dolar son dönemde 7.40 dolayında seyrediyor. Çarptık, 821 dolarla 7.40’ı, karşımıza çıkan sayı 6.075 lira!
Saniyede 1.862 lira borç faizi ödendiğini söylediğimizde havaya zıplayanlar, 6.075 lira karşısında ne yaparlar, bilemem. Ne yapacakları da kendilerini ilgilendirir zaten.
Ama gerçek bu! Türkiye, on altı yılda her bir saniye iç ve dış borç faizine tam 821 dolar, yani 6.075 lira ödemiş.
“BUGÜNKÜ KARŞILIĞINA BAKMAM” DENİLEBİLİR Mİ?
Birileri derse ki “Ben ödemenin bugünkü karşılığına bakmam, bu borç ne zaman ödenmişse ödenmiş ve hesap orada kapatılmış”; bu da bir görüştür, tümüyle yanlış da değildir ama bu eksik bir değerlendirme olur.
Daha önce de belirttim; geçmişte yaptığımız ödemeleri hep bugünkü değere getirmek isteriz. Çünkü geçmişteki ödemenin bir anlamı kalmamıştır.
Sayılarını çok iyi bildiğim iki örnek vereceğim.
1994 yılında 1 milyar liraya alınan bir ev düşünün. O günkü paradan daha sonra altı sıfır atıldı, yani o evin alış fiyatı bugünkü parayla 1.000 lira. Yalnızca 1.000 lira! Bu bir anlam ifade eder mi? Ne yaparsınız, hemen 1994’ün dolar kuruna bakarsınız. Bu evin alındığı 1994’ün ortalarında dolar kuru 0.0317 düzeyinde. 1.000’i bu kura bölerseniz karşınıza çıkan sayı yaklaşık 32 bin dolardır. Yani bu ev, 32 bin dolara alınmıştır.
Yıl 2000, 15 milyar liraya alınan bir otomobil. Atın altı sıfırı, 15 bin lira. Yine yıl ortası, dolar 0.6264. 15 bin lirayı 0.6264’e böldüğünüzde bulacağınız tutar 24 bin dolardır.
Bu örnekleri bizzat ben yaşadığım için sayıları böylesine iyi hatırlıyorum.
Dolayısıyla yıllar öncesinin milyarlarca liralık faiz ödemesini bir şekilde günümüze getirmek gerekir.
Bunun için ister enflasyonu kullanın, ister dövizi, ister başka bir göstergeyi.
Yüksek enflasyon yaşanan ve cari değerlerin anlamını her gün yitirdiği bir ekonomide gerçek durumu görebilmek için bunu yapmak kaçınılmazdır.”
http://www.krttv.com.tr/ekonomi/turkiyeninsaniyedeodedigifaizdudakucuklattih62416.html