Türkiye Ağustos 2018’den sonra ikinci kur şokunu yaşarken buradan bir çıkış yolu arıyor. Uzun süre 6,85 seviyesinde tutulan dolar kuru müdahale araçlarının azalması ile birlikte 7,20 seviyesini aştı.
Doların yükselişinde veya yükseldiği seviyede tutunmasında şirketlerin ve vatandaşların döviz talepleri de büyük rol oynuyor. Ekonominin temel kurallarından olan arztalep dengesi gereğince dolara olan talep artınca doların fiyatı da yükseliyor.
Geçen sene ilk beş ayda 187 milyon dolar fazla veren cari denge, bu sene aynı dönemde 16 milyar 720 milyon dolar açık verdi. İhracat ve turizm gelirleri hızla düşerken, ithalat o hızda düşmeyince, cari açık arttı.
Yılın ilk yarısında ihracat geçen yıla göre yüzde 15,1, ithalat yüzde 3,2 azaldı. Dış ticaret açığı yüzde 73,2 artarak 23,9 milyar dolara ulaştı. Geçen sene beş ayda 7,9 milyar dolara ulaşan turizm geliri, bu yıl aynı dönemde 3,4 milyar dolara geriledi.
Geçen ilk beş ayda hisse senedi ve tahvil alımı yoluyla 5,8 milyar dolarlık giriş yapan yabancılar, bu yıl aynı dönemde 11,3 milyar dolarlık çıkışa imza attı. Cari açık ve dış borç ödemeleri için döviz bulmak zorlaştı.
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak, Türkiye’de döviz kurlarının yükselmesinin sebebinin yurt dışı kaynaklı saldırılar olmadığını vatandaşların paralarının değerini korumak için dolara yatırım yaptıklarını söylüyor. BBC Türkçe’den Esra Yalçınalp’e konuşan Gürkaynak, “Durumun Londra, New York’un yaptığı bir şey ile ilgisi yok çünkü Türkiye’de yabancı yatırımcı kalmadı. Şu anda olan, Türkiye’deki yerleşik insanların kendileri için doğru olduğunu düşündüklerinin sonucu. Türkiye’deki mevduatın yarıdan fazlası döviz cinsine döndü. Bu kendileri bakımından yanlış bir şey değil. Şu anda gördüğümüz gibi döviz tutuyor olmak enflasyona karşı koruyor, çünkü enflasyonla beraber kur yükseliyor” diye konuştu.
Merkez Bankası’nın piyasaya sürdüğü Türk Lirası’nın vatandaşlar tarafından dolara çevrildiğini ifade eden Gürkaynak, Merkez Bankası’nın kendi piyasaya sürdüğü paralarla bu talebi yarattıktan sonra yine kendi rezervlerini harcayarak dolara müdahale ettiğini söylüyor. Gürkaynak, “Merkez Bankası bir eliyle lira çıkartıyor ortaya. O lirayı alanlar da bir noktada “Bu paranın değeri kuş olacak, en azından değerini koruyacak döviz alayım” diyorsa, kendin zaten dövize talep yaratıyorsun. O talep döviz fiyatını yükseltmesin diye “ben satacağım” dediğiniz zaman, rezervlerinizi satmaya başlıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Sozcu.com.tr’ye konuşan Dr. Murat Kubilay Merkez Bankası’nın faiz indirme politikası sebebiyle mevduat faizlerinin eksiye indiğini bu sebepten ötürü vatandaşların paralarının değerini korumak için dolara yatırım yaptıklarını söylemişti. Kubilay, Merkez Bankası’nın faizleri artırarak şimdi bu politikayı değiştirmek isteyebileceğini savundu. Kubilay, “Son dönemde içeride dolara talebin kaynağında negatif faiz bulunmaktaydı; bunu gidermek için piyasadaki para ve kredi miktarını (likidite) bir nebze sınırlamak isteyecekler. Düşük faizli konut kredilerinde bir yavaşlamaya gidilmişti, muhtemelen buradaki musluğu daha da sıkacaklar” diye konuştu.