Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Tank Palet Fabrikası'nın özelleştirilmesinin iptaline yönelik dava açmıştı.
Danıştay'dan çok konuşulacak bir karar çıkmıştı, Danıştay savcısı, özelleştirme işleminin iptali yönünde bir mütalaa verirken, yapılan özelleştirmenin "verimliliği" artırmayacağını vurgulamıştı.
REDDEDİLDİ
HKP tarafından yapılan açıklamada, “TankPalet Fabrikasının özelleştirme davasının temyizi”nin oy çokluğu ile kesin olarak reddedildiği belirtildi.
Açıklamada, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda; 15 üyenin altısı ve Tetkik Yargıcı özelleştirmenin iptali yönünde karar belirttiği, dokuz üyenin ise özelleştirmenin yerinde olduğuna karar verdiği ifade edildi.
HKP tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) bugüne dek AKP Hükümetinin hukuka aykırı pek çok işlemlerine karşı Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunmuş, gerek İdari Yargı’da, gerek ise Anayasa Mahkemesi’nde davalar açmış, toplumun, vatanın, halkının çıkarlarının savunucusu olmuş, olmaya da devam etmektedir.
Bu davalardan son aylarda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 1919/2011 E, 4001 K. sayılı dosyasında açtığımız ‘TankPalet Fabrikasının özelleştirme davasının temyizi’ oy çokluğu ile kesin olarak ret edilmiş olmasıdır.
Saygıdeğer halkımızın da bildiği üzere bugüne değin yapılan özelleştirmelerin ülke yararına, verimi artırma gerekçesi yalanı ile yapıldığıydı. Bunun sonucunu hepimiz; ekonomik, sosyal yaşantımızda işsizlik, yoksulluk, dış borç gibi sonuçlarıyla yaşayarak öğrendik. Bu özelleştirmelerin kaynağında Emperyalist ülkelerin 24 Ocak 1980 Kararlarıyla dayattığı, Özal Hükümetleriyle kısmen, onun devamcısı olduğunu söyleyen AKP Hükümetiyle doruğa ulaştırdığı; halkın binbir özverisiyle yarattığı ekonomik değerlerin; örneğin Limanlar, Çimento fabrikaları, PTT, Bankalar, Kağıt fabrikaları, Barajlar, Sigorta şirketleri, Madenler, Gıda Sektörleri, TEKEL aklınıza ne gelirse kamuya ait olan tüm değerler yabancılara, onun yerli işbirlikçilerine yok pahasına satılmış, yeyim edilmiş olduğu, bunun sonucunda da işsizlik, pahalılığın çığ gibi büyüdüğü, hayatı çekilmez hale getirdiğidir. Yapılanlar da yol, köprü, tünel ve AVM’den ibarettir. Sonuçça dış borç 580 milyar ABD doları, %20’lerde işsizlik, samanını, buğdayını, baklagillerini, etini dışarıdan alan bir ülke durumundayız.
Partimiz Özelleştirme olgusuna; kamunun, toplumun yarattığı değerlerin yabancılara ve onun ülkemizdeki ortaklarına yok pahasına devredilmesi olarak bakar, gerisi lafı güzaftır.
Şimdi de kamunun yukarıda bir kısmını belirttiğimiz değerlerinin yanında sıra milli güvenliğimize ait olan değerlerin özelleştirilmesine gelmiş ve davranışa geçilmiştir. İşte bunlardan biri de TANKPALET gibi ülke güvenliğiyle ilgili olan, kendimizin ürettiği Tankımız ve topumuz özelleştirilmiştir. Bunun da gerekçesi; yukarıda belirttiğimiz üzere ülke ekonomisine katkı, üretim verimliliğinin artırılmasıdır.
Dava dilekçemizde de belirttiğimiz üzere Fransızlar kendi gıda sektörlerinin tanınmış ismi olan Danone yoğurtlarının özelleştirmesine izin vermemişler, ABD, Çin’e çelik sanayini satın almasına izin vermemişlerdir. Durum böyle iken bizim stratejik değeri olan silah fabrikamızı 50 milyon dolara elden çıkarmak ne denli mantığa, ulusal değerlerimizle bağdaşır, hem de bugünlerde ülke gerçeklerine aykırı olan yeni İstanbul Kanalının 75 milyar dolara yapılacağı söylenirken…
TankPalet fabrikasının özelleştirme kararının temyizinin incelendiği Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda; 15 üyenin altısı ve Tetkik Yargıcı özelleştirmenin İPTALİ YÖNÜNDE KARAR belirtmiş, dokuz üye ise özelleştirmenin yerinde olduğuna karar vermiştir.
Muhalif üyeler, Özelleştirmenin 4046 Sayılı Yasaya, 5201 Sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silah Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşları Denetimi Hakkındaki Kanuna, yine 5202 Sayılı Savunma Sanayi Güvenliği Kanununa aykırı olduğuna, yapılan özelleştirmenin de yetki yönünden sakat olduğunailişkin çoğunluk kararına uymadıklarını 8 sayfadan oluşan karşı oylarını gerekçelendirmişlerdir.
Özelleştirmenin hukuka uygun olduğunu belirten 9 üyeden oluşan; Başkan Hasan GÜZELER, üye Yalçın EKMEKÇİ, üye Doç. Dr. Selami DEMİRKOL, üye Bilal ÇALIŞKAN, üye Oğuz YAĞLICI, üye Yunus AYKIN, üye Hasan ÖNAL, üye Selbi KOCA, üye Fatih TERZİ görüşlerini belirten ‘HUKUKİ DEĞERLENDİRME’ başlığında:
‘Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. Maddesinde yer alan; ‘a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
‘b) Hukuka karar verilmesi,
‘c) Usul hükümlerinin kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması’ sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.’ denilerek, yarım sayfa bile tutmayan, bize göre gerekçesiz bir şekilde özelleştirmenin yerinde olduğuna karar vermişlerdir.
Özelleştirmenin İdare Hukukuna usul ve esastan aykırı olduğunu belirterek iptalini 8 sayfadan oluşan karşı oylarıyla yasa maddeleriyle tartışan üyeler de; Üye Gürsel MEKİK, üye Ziya ÖZCAN, üye Turgay Tuncay VARLI, üye Hasan ODABAŞI, üye Muhsin YILDIZ, üye Bilge APAYDIN, İPTAL yönünde görüş bildiren Tetkik Yargıcı Nuray AVCIOĞLU’dur.
Bu karar ile yukarıda belirttiğimiz gibi hukuk kaybetti, Vatan bir mevzi daha kaybetti.”