Tüm Türkiye'nin vicdanını sızlatan 'Yenidoğan Çetesi' davası dün görülmeye başlandı. Davanın ilk duruşmasının ikinci celsesine bugün devam edildi.
Gerçek Gündem muhabiri Rıfat Kırcı, mahkeme salonundan bildirdi...
Davada ikinci duruşma sona erdi. Yarın saat 9.30'da devam edilecek.
Fehmi Alperen'in avukatı: Etkin pişmanlıktan yararlanarak, tutuklu bulunduğu süre de göz önünde bulundurularak salıverilmesini talep ediyoruz.
Avukat: Kaya bebeğin annesi Esencan Hastanesi'ne geldiğinde sağlık durumu nasıldı, zehirlenme durumu var mıydı? Çocuğun sağlığı nasıldı, Güney Hastanesi'ne neden sevk edildi, Esencan'da kalamaz mıydı?
Sanık: Hastane yetkilileriyle görüşerek sevk yapmadım. 112'de İstanbul'da yer bulamadık, özel hastanede de yer bulamadık. Güney Hastanesi'nde de büyük ihtimalle o arada boşluk oldu oraya sevk ettik.
Sanık avukatları ile iddia makamı arasında tartışma yaşandı. Avukatlar, iddia makamının sanıklara yönelik sorular sorulmasına itirazlarına tepki gösterdi.
Fehmi Alperen, çapraz sorguda, "Fırat Sarı ile şahsi menfaat doğrultusunda hesabım yok. Kendi hesabıma gelen de 1 TL yok" ifadelerini kullandı.
Avukat sordu: Çalışmadığın bir hastanedeki personelin işe gidiş gelişini nasıl öğrendiniz?
Sanık Fehmi Alperen: Duyumlar üzerine öğrendim.
Duruşmada savunma yapan sanık Fehmi Alperen, "Hastanelerden alacağım var, ancak bu alacaklar bebek sevkleriyle ilgili değil. Bu işten herhangi bir kazancım olmadı" dedi.
Duruşma aranın ardından tekrar başladı. Duruşmaya tutuklu sanık ambulans şoförü Fehmi Alperen'in savunmasıyla devam ediliyor.
Duruşmaya 15 dakika ara verildi.
Ambulans şoförü tutuklu sanık Hüseyin Gündüz ise, örgüte bilerek ve isteyerek dahil olma suçundan açılan dosya hakkında şu savunmayı yaptı:
"Dosyada üzerime iddia edilen suçlamaları kabul etmiyorum. Hakan Doğukan Taşcı'yı tanıyorum sadece. O ilaçları nereden ve nasıl aldı bilmiyorum. Suç işleyerek aldığını bilseydim almazdım. Tahliyemi talep ediyorum. Taşçı dışında, Volkan Hoca, Çağla ve Ceylan’ı tanıyorum. 600 liraya aldım bin liraya sattım ilaçları. Hasan Basri Gök’ü hiç görmedim daha önce. Para alışverişim Hakan Doğukan Taşçı ile oluyor. İlaçların yurtdışına çıktığı hakkında beyanda bulunmuşum ama ben böyle bir beyanda bulunmadım. Dosya hakkında bildiklerimi anlattım."
Mahkeme heyetinin sorularının bitmesi üzerine savcılık sorularını sanık Hüseyin Günerhan'a yöneltti.
Savcı: Tapelerde Doğukan ile bir konuşmanız var. Doğukan seni arıyor ve bir doktor size “örgüt müsünüz?” diye sormuş. Sen de cevap olarak “Aynen öyle” demişsin. Buradaki kastın nedir? Az önce örgüt olmadığınızı söyledin.
Hüseyin Günerhan: Yani şöyle, bizim daha önce Doğukan ile bir konuşmamız vardı. Fırat Sarı’nın PKK ile ilgili eski dosyasını söylüyorum. “Bizi de riske atarlar” diyorum.
Savcı: Güney Hastanesi’nden neden ayrıldın?
Hüseyin Günerhan: Açıkladım zaten.
Savcı: Şu açıdan soruyorum, Fırat Sarı Güney Hastanesi ile irtibatını kesiyor ve sen de ayrılıyorsun. Sen kendin mi ayrıldın?
Hüseyin Günerhan: Evet, kendim ayrıldım.
Mahkeme Başkanı: Hüseyin hakkındaki iddiaları biliyorsun neler diyeceksin?
Hüseyin Günerhan: Örgüt yok, kabul etmiyorum. Hepimiz farklı hastanelerde çalışıyoruz.
Mahkeme Başkanı: Sen ne olarak çalıştın?
Hüseyin Günerhan: Hemşireyim.
Mahkeme Başkanı: Ne olarak?
Hüseyin Günerhan: İnsanların hayata adım attığı yerden son noktasına kadar çalıştım. Reyap Hastanesi’ndeyken Fırat Sarı ile çalıştım. Günlük paraya ihtiyacımız olunca sigortasız başka hastanelere gidip nöbet tutarız. Reyap Hastanesi’nde yenidoğan ünitesinde çalıştım. Kimseyi korumayacağım ama normalde birçok hastanede bulunmayan doktorların olduğunu gördüm. Bu nedenle bu hastaneye başladım.
Mahkeme Başkanı: İlker Gönen ile konuşmuşsun, her yere baskın yapıldığını konuşmuşsunuz.
Hüseyin Günerhan: Benim cevabımı söyler misiniz?
Mahkeme Başkanı: Ben sana soruyorum.
Hüseyin Günerhan: Orada usulüne uygun olduğunu söyledim.
Mahkeme Başkanı: Bana akıl vermeyin, ben sana soruyorum.
Sanık Hüseyin Günerhan'ın savunması alındı. Günerhan, cinayet suçlamasıyla 'haksız yere' aylarca Silivri'de cinayet tutuklularıyla kaldığını belirtti. Günerhan, şunları söyledi:
"Hayatımda anne babamdan daha çok gördüğüm hastalara baktım. Diğerleri Silivri’de yatarken ben 3 ay Metris cezaevinde kaldım. Ben cinayet koğuşunda yattım. Zaten bebek katili olarak duyurulduk. Bana pardon denilerek koğuşum değiştirildi. Benim başıma bir şey gelseydi ne olacaktı. Eğer burada suçlanacak insanlar varsa onlar da pardon desin geçiştirilsin. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum."
Gerçek Gündem