Anasayfa1
21 Kasım 2024 ( 6 izlenme )
Reklamlar

Yenidoğan Çetesi'nde doktorların bebek başına para pazarlığı


SGK'dan günde 8 bin lira kazanabilmek için 10 bebeği öldüren Yenidoğan Çetesi'nin yargılandığı davanın ilk duruşması dördüncü günde de devam ediyor. Duruşmada sanık olarak savunma yapan eski Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Renas Kılıç, doktorların para pazarlığını, "Doktor bebek başı para almıyor hak ediş alıyor. Ben doktor hak edişinden memnun olmadığı zaman ayrılmak istediği zaman biz o muhabbeti yaptık" sözleriyle anlattı.



İstanbul ve Tekirdağ'da SGK'dan günde 8 bin lira para kazanmak için 112 acil servisi manipüle ederek hastaları anlaşmalı hastanelere götüren ve 10 bebeğin ölümüne neden olan Yenidoğan Çetesi davası başladı. 22’si tutuklu 47 sanık 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. Davanın ilk duruşması dördüncü gününde devam ediyor.

34 SANIĞIN DAHA İFADESİ ALINACAK

Devam eden duruşmalarda toplamda 13 sanığın ifadesi tamamlandı. 34 tanığın daha ifadeleri alınacak. Üç gün içinde savunması alınan sanıkların isimleri ve meslekleri şu şekilde:

1. Hakan Doğukan Taşçı - Hemşire

2. Hasan Basri Gök - Hemşire

3. Deniz Korkmaz - Hemşire

4. Hüseyin Günerhan - Hemşire

5. Hüseyin Gündüz - Ambulans Şoförü

6. Cansu Akyıldırım - Hemşire

7. Çağla Durmuş - Hemşire

8. Damla Atak - Hemşire

9. Rıza Keykubad - Doktor

10. Emine Avcı - Yönetici

11. Mehtap Sayar - Hemşire

12. Fehmi Alperen - 112 Acil Servis Çalışanı

13.Mehmet Halis Başli - Hemşire

19 HASTANE SORUMLU

Bin 400 sayfalık iddianamede, ölen 10 bebek maktul, 5 kişi müşteki, Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü suçtan zarar gören, 19 özel hastane ve sağlık şirketi 'malen sorumlu' olarak yer aldı.
İddianamede çetenin, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ettiği vurgulandı. Bebek acil hastalarını önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettikleri ve ölümlerine neden oldukları ifade edildi. Haksız kazanç sağladıklarına dikkat çekildi.

Sanıkların asıl amacının SGK'dan üst sınır ödeme almak olduğu belirtildi

582 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

Çete elebaşları Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi.
Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerinin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da 10 ile 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.

İddianamede 'malen sorumlu' olarak belirtilen hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi de istendi.
Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da bir hastanenin ruhsatı iptal edilmişti.

DURUŞMA BAŞLADI:

"EPİKRİZLERİN NASIL HAZIRLANDIĞINI BİLMİYORUM"

Duruşmanın dördüncü gününde savunma yapan Funda Özen şunları söyledi: 

"Dolandırıcılıkla suçlanıyorum ama hiçbir para hareketim yok. Dolandırıcılık suçlamasını kabul etmiyorum. İş dışında kimseyle muhabbetim yok. Esenyurt Reyap Hastanesi’nin medikal muhasebe biriminde SGK faturalandırmalarını yapıyorum.

Yenidoğan yoğun bakımda epikriz raporlarını Hasan Basri’nin yazdığını ve Doktor Fırat Sarı’nın kontrol ettiğini biliyorum. Faturalama işlemi bittikten sonra doktor onayı yapılır. Ancak epikrizlerin nasıl hazırlandığını bilmiyorum.

Epikriz raporları bize Pusula Sistemi üzerinden gelir. Bizim epikrizleri düzenleme yetkimiz yoktur. Fatura kesildikten sonra doktor onayı yapılır. Ben sadece Fırat Sarı’nın düzenlediği epikriz raporlarını gördüm.”

"MALİ ŞUBEDEKİ İFADESİ GEÇERSİZDİR"

Sanık avukatı ise savunmasında şunları söyledi;
"Savcı Yavuz Engin, müvekkilimizin müdafiliğini müvekkil mali şubedeyken sona erdirmiştir. Bu nedenle, müvekkilimizin mali şubede alınan ifadesi geçersizdir.
Müvekkil hakkında ilk dinleme kararı 18 Temmuz 2024’te verilmiştir. Bu tarihten önce elde edilen tape kayıtları hukuka aykırıdır ve usulsüz delil elde edilmiştir."

RENAS KILIÇ KONUŞTU

Duruşmada Funda Özen'den sonra sanık kürsüsüne Renas Kılıç geldi. Kılıç savunmasında şunları söyledi.

"2022 yılında belediyede (Esenyurt) çalışmaya başladım. Öncesinde Reyap Hastanesi’ni kurmuştuk. Daha sonra Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü oldum. Hastane ile de bağlantım vardı. Ben ailemden uzakta yaşıyorum, bu yüzden bana sahip çıktılar. O dönemde mavi kod ve acil sorumlusu bendim. Belediyeye geçtiğimde hekim ihtiyaçları olduğunda destek veriyordum."

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı tanıyor musun?
Sanık: Benim çocuğum olduğunda benimle çok ilgilendi. Kızımla da hep ilgilendi. Bu nedenle Fırat Bey ile samimiyetim var.

Mahkeme Başkanı: Hakkındaki suçlamayı biliyor musun? Çete ile birlikte 112’yi devre dışı bırakarak para kazandığınız iddia ediliyor.
Sanık: Suçlamayı biliyorum. Ancak 112 veya ambulans sistemi için bir protokol olması gerekiyor. Hiçbir hekim, protokol olmadan hasta kabul edemez.

Mahkeme Başkanı: Maddi kazanç sağladığın iddia ediliyor.
Sanık: Bana hiçbir hasta ya da hastane, para verdiğini söyleyemez.

Mahkeme Başkanı: Tepelerde Yenihayat’tan hasta aldığınız iddia ediliyor, doğru mu?
Sanık: Oranın müdürü beni aradı, “Hasta var” dedi. Fırat Bey’e ulaşamadıklarını söylediler. Ben de Fırat Bey’i aradım.

Mahkeme Başkanı: Hesabına gelen paraları açıklar mısın?
Sanık: Onlar eski paralar. Daha önce ben Fırat Bey’e borç para vermiştim. Hastane yetkililerine bile “Fırat’tan alacağım var” demiştim.

Mahkeme Başkanı: Fırat seni hasta kabulüyle ilgili arıyor, değil mi?
Sanık: Evet, ben Fırat Bey’e de söyledim. Dernekten gelen yabancı hastalar oluyor. Onlar için her zaman mavi kod verilerek sevk yapılıyor.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile konuşmalarında çevre hastanelere hasta gönderdiğin anlaşılıyor.
Sanık: Hangi hastane isterse, hastayı oraya gönderiyorum.

Mahkeme Başkanı: Senin görevin hasta göndermek mi?
Sanık: Hayır. Ama hasta yakınları bana veya ilçe başkanına geliyorsa, biz o zaman yardımcı oluyoruz. Maddi durumu düşük insanlar bizden yardım istediğinde hastanelere yönlendirme yapıyoruz.

Mahkeme Başkanı: Mehmet her yere para veriyor, sen de verebiliyor musun diye Fırat’a soruyorsun.
Sanık: Başkaları birçok hekimle anlaşmalar yapıyor. Ben de Fırat’a, “Bu parayı verebilecek misin?” diye sordum.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’ya “Yok deme, başta kabul et, devam et” diyorsun.
Sanık: İnternetten 112 sistemine baktım. Eğer yenidoğan doktoru hastanede yoksa 112 hasta gönderemiyor. Sistemde görüyorlar. Ben buna dair konuşuyorum.

"HEDEFİM BELEDİYE BAŞKANI OLMAKTI"

Renas Kılıç Sorgusu devam ediyor. 

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile konuşmanda “Hastam az, 3-4 boşum var” diyorsun. Bu ne anlama geliyor?
Sanık: Fırat Bey beni aradı. Ancak ben hasta ayrımı yapmam.

Mahkeme Başkanı: Fırat, bunu neden seninle konuşuyor?
Sanık: Biz belediye olarak özellikle eczane kısmı ile tüm vatandaşlara yardım ediyoruz.

Mahkeme Başkanı: Aysel Yılmaz ile konuşmanda “Komisyon oranı kaç olacak?” diyorsun. Bu neyle ilgili?
Sanık: Sağlık turizmiyle ilgili, Reyap’a gelen hastalarla alakalı bir konuşma. Yenidoğan ile bağlantısı yok.

Mahkeme Başkanı: Fırat ile konuşmanda “1-2 bebek geldi” diyorsun. Bu ne anlama geliyor?
Sanık: Benim tanıdığım ve yanımda çalışan bir arkadaşımın bebeğiydi.

Mahkeme Başkanı: “Ücret almadan başlayamazlar” diye Tolga ile bir konuşman var.
Sanık: Hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı: Meral Bulut kim? Onunla neden para konusunu konuşuyorsun?
Sanık: Reyap Hastanesi muhasebecisi olabilir. Ancak bu konuşmayı hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı: “Cumartesiye kadar ödeme olmaz mı?” diyorsunuz.
Sanık: Hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı: Başka bir diyeceğin var mı?
Sanık: Eşim bu olayları bilmiyordu. İki kez depremde kaldım. Bir insanın hayatıyla oynamak bu kadar kolay mı? Benim hedefim belediye başkanı olmaktı. Ama şimdi katil olarak anılıyorum. Medyada “katil” olarak lanse ediliyorum. Katil damgası yiyorum. En fazla belediyeyi zarara uğratmış olabilirim. Cezaevinde de infaz koruma memurları kötü davranıyor, “Geç, lan şuraya” diyorlar. Terör bölgesinde çalışmış bir insanım ama şimdi bebek katili olarak anılıyorum."

BEBEK BAŞI PARA PAZARLIĞI

Sanık Renas Kılıç savunmasında tapeler ve para alışverişi konusunda  bir soruya, "Doktor bebek başı para almıyor hak ediş alıyor. Ben doktor hak edişinden memnun olmadığı zaman ayrılmak istediği zaman biz o muhabbeti yaptık. Ben para almıyorum." cevabını verdi.

Üye Hakim: Sen nasıl hasta gönderiyorsun?
Sanık: Doktor adı veriyoruz.

Üye Hakim: Peki, bunu nasıl sağlıyorsun? Nasıl yönlendiriyorsun?
Sanık: İhtiyacı olan kişiye doktor adı veriyoruz. Yoğun bakım için değil zaten, yoğun bakıma ihtiyacı olmayan kişi yatamaz.

Savcı: Hakkında disiplin soruşturması var mı?
Sanık: Yok.

Savcı: Şu anda maaş alıyor musun?
Sanık: Alıyorum.

Savcı: Bebek için gelen oluyor mu? “Geliyor, istersen 1,5 verirsin” dediğin doğru mu?
Sanık: Yenidoğan ile ilgili her hastanenin hak ediş sistemi vardır. Bu durum Fırat Bey ve Fehmi Bey arasında olan bir mesele.

Savcı: Her yenidoğanda gelen bebekten doktor para mı alıyor?
Sanık: Evet, çünkü doktorların maaşı düşük olduğu için.

Savcı: Tapenin devamında ilaç satış konusuna giriyorsun. Bu neyle ilgili?
Sanık: İlaç muhabbetini duyduktan sonra, aynı şeyi Özgür Bey’e söyledim.

Savcı: O konu farklı, onu sormuyorum. Kimi ve hangi hastaneyi söylüyorsun?
Sanık: Reyap Hastanesi.

Savcı: Neden? Sen belediye çalışanısın.
Sanık: Reyap Hastanesi’ni sahiplendiğim için, onun deposunu soruyorum.

Savcı: Reyap Hastanesi’nin deposundan sana ne? Neden ilgileniyorsun?
Sanık: Fehmi Bey’den duydum. O yüzden konuştum.

"SEVK ZİNCİRİ"

Renas Kılıç'ın ardından Serdar Yüksel'in sorgusu başladı.

Mahkeme Başkanı: Bu hastalar 112’den mi geliyordu?  

Serdar Yüksel: Evet, hepsi.  

Mahkeme Başkanı: İlker ile Fırat Sarı arasında bir görüşme var. İlker, "Serdar’dan ses var mı?" diyor. Fırat ise "Serdar’a söyledim, bu ara hastalarımız düşük" demiş. Bu ne anlama geliyor?  

Serdar Yüksel: Yoğun bakımı doldurmak istediklerini biliyorum, her hastanede olan bir şey.  

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile konuşmanda "Fırat Bey, kolay gelsin, vaktinizi almayayım, 112’nin vakasını attım size" diyorsun. Ardından İlker Gönen 112 ile konuşuyor. Bu ne anlama geliyor?  

Serdar Yüksel: Yine sevk zinciri…

"112 ÇALIŞANLARI"
 

Üye Hâkim: Senin hastanelere sevk yapmanda 112’nin haberi var mıydı?  

Serdar Yüksel: Evet, tabii ki vardı.

Üye Hâkim: 112’den seninle iletişim kuran kişiler kimdi?  

Serdar Yüksel: O anki 112 çalışanları.  

Üye Hâkim: Bunlardan biri Gıyasettin Mert Özdemir mi?  

Serdar Yüksel: Hayır, hayır, özür dilerim. Benim bahsettiğim Gebze’nin doğusu, Van, Zonguldak...  

Mahkeme Başkanı (araya girerek): 112 dışında doktorlar da sana hasta sevki için ulaşıyor muydu?  

Serdar Yüksel: Tabii, çocuk yoğunbakımı için ararlar, yenidoğan yoğunbakımı için ararlar. 28 günden sonrası çocuktur.  

"SAĞLIKLA İLGİLİ EĞİTİMİN YOK"
 

Savcı: 20 yıldır sağlık sektöründeyim diyorsun. İşletme mezunusun.  

(Serdar Yüksel’in ne dediği anlaşılmadı)  

Savcı: Bekle, ya sözümü kesme. Sağlık sektörüyle alakanı anlayamadım?  

Serdar Yüksel, çalıştığı yerleri anlattı.  

Savcı: Sağlıkla ilgili bir eğitimin yok, öyle anladım.

PARA TRAFİĞİ SORULDU
 

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Mert ile borç ilişkin var mı?  

Serdar Yüksel: Yok.  

Mahkeme Başkanı: Para?  

Serdar Yüksel: Hangi para? Ben istememiştim.  

Mahkeme Başkanı: İnsan durduk yere birine neden para versin, hem de istemediği halde?  

Serdar Yüksel: Emniyet ifademde borç olduğunu söylemiştim. Sonra bunun böyle olmadığını, parayı hasta için aldığımı ifade etmiştim. Toparlarsak, benim ona verdiğim borcun karşılığında vermişti.  

Mahkeme Başkanı: Sen işletmeye dahil olarak çalıştın mı?  

Serdar Yüksel: Asla.  

Mahkeme Başkanı: İddianameye baktın mı?  

Serdar Yüksel: Evet.  

Mahkeme Başkanı: İşletme dediğin şeyin ne olduğunu hâlâ anlamadın mı?  

Serdar Yüksel: ...

"DEVLET HASTANELERİ DE VARDI"

Fırat Sarı’nın avukatı: Yönlendirdiğiniz hastaneler arasında devlete ait hastaneler de var mıydı?  

Serdar Yüksel: Evet.

SGK Avukatı: İl dışından gelen hastaları hangi hastanelere sevk ediyorsun?  

Serdar Yüksel: Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi (Siyami Ersek Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi), Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi.

"112 AVUKATLARI AÇIKLASIN"

Salonda bir avukat söz alarak soruyor:  

Avukat: İl dışından getirilen bir hasta, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülecekken, örneğin Beylikdüzü Devlet Hastanesi’ne götürülüyor. Bu nasıl oluyor? 112 avukatları da burada, onlar açıklasın.

"EN İYİ GIYASETTİN BİLİR"

Gıyasettin Mert Özdemir’in avukatı, sanık Serdar Yüksel’e soruyor:  

Avukat: Yönlendirme yapmak 112’ye bildirilmek zorunda mı?  

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Mert 112’de çalışmıyor mu? En iyi o bilir, ona sorun.  

FIRAT SARI’NIN ASİSTANI ANLATIYOR

Fırat Sarı'nın, "Suç işlemek amacıyla örgüte üye olma" ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlamalarıyla yargılanan asistanı Sümeyye Nur Arslan savunma yapıyor.

Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?  

Sümeyye Nur Arslan: Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben sadece Fırat Sarı’nın asistanı olarak görev yaptım.  

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı ne zamandır tanıyorsun?  

Sümeyye Nur Arslan: Doğa Hospital’de 5 yıl çalışırken tanıdım. Fırat Bey geldi, işletme konusu olduğunu bilmiyordum. Daha sonra Reyap Hastanesi’ne beni çağırdı.  

Mahkeme Başkanı: Ne olarak çağırdı?  

Sümeyye Nur Arslan: Hemşire olarak.  

Mahkeme Başkanı: Yoğun bakım mı?  

Sümeyye Nur Arslan: Evet, bebek yoğun bakımı.  

Mahkeme Başkanı: Ne zaman?  

Sümeyye Nur Arslan: 2022’nin 6. ayıydı.  

Mahkeme Başkanı: Doktorların kaşelerini kullandığın iddia ediliyor.  

Sümeyye Nur Arslan: Doktorun kaşesini kullanmak gibi bir durum yok. Bu, normal yoğun bakım işleyişidir. Doktor kabul eder, hasta sevkiyle ilgim yok.  

Sümeyye Nur Arslan, savunmasını sürdürürken, Fırat Sarı’nın kendi muhasebecisinin bulunduğunu belirtti.

Mahkeme Başkanı: Sana gelen paralar var, ne diyorsun?  

Sümeyye Nur Arslan: Motivasyon ücreti diyorlar ya, ama aslında kimse bunu doğru düzgün anlatmadı. Hastaneler hep çok iş, az para şeklinde çalışıyor. Örneğin, 3 hastaya bakmanız gerekirken 5 hastaya bakıyorsunuz. Bu yük bir süre sonra ağır geliyor. Acıbadem gibi hastanelerde daha rahat çalışmak istiyorduk. Böyle bir durumda işten ayrılmak istediğimizde Fırat Sarı araya girip bize ücret verirdi ve işten ayrılmamızı engellerdi. Ayrıca, Fırat Sarı ile birbirimize borç alıp verirdik”

"EK HAT"

Sümeyye Nur Arslan, başka hat hakkında gelen soruyu yanıtladı:

"Fırat Sarı’nın asistanı olduğum için herkes beni arayacak diye istemediğimi söyledim. Sonuçta izne gideceğim, evleneceğim ya da başka bir şey. Sürekli telefondan aranmak istemiyordum. Fırat Sarı'dan bir hat çıkarmasını istedim, çıkarmadı. Ben bir hat çıkardım ama kullanamadım."

Epikriz sistemiyle ilgili savunma yapmıyor: 

"Excel üzerinde bebeğin yattığı gün, kilosu gibi bilgileri yazıyorsunuz. Yaptığımız bir değişiklik yok. Kullanılan ilaçları yazıyoruz ve sistem otomatik olarak epikrize atıyor."

Fırat Sarı ile konuşmalar üzerine: 

"Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir'den bahsetmiş olabilir ama benim Mert ile bir görüşmem olmadı. Kendimden ya da şirketten gönderdiğim herhangi bir para yok. Zaten Fırat Sarı, Mert ve Fehmi ile bir daha çalışmayacağını söyledi."
 

DÜN NELER YAŞANDI?

Yenidoğan Çetesi'nin yargılandığı duruşmanın üçüncü gününde mahkeme başkanı, sanık Çağla Durmuş'a “Bütün bebekleri söküp öldüreceğiz hocam” dediği telefon görüşmesini sordu. Durmuş bu görüşme için, "Hastane enfeksiyonu vardı. O konuşmam benim serzenişimdi. Hekimler ne söylediyse onu uyguladım" dedi.

Kaya bebek için 'Çek fişi gitsin' dediği iddia edilen Dr. Rıza Keykubat ise mahkemede, "Pratisyen hekim olarak sorumluluğum olmadığı halde yapılması gerekenleri yönlendirdim. “Kalp masajı yap” dedim. Herhangi bir yönlendirme yapmadığım iddiası doğru değil. Ben 20 yıldır hekimim, benim de evladım var. Bir hastaya “Çek fişi” denir mi?" dedi. Keykubat'a Kaya bebeğin avukatı "Sanık, 10 yaşında çocuğu olduğunu belirterek algı yaratıyor. Kaya Bebeğin babası, bebeği morgdan bisküvi kutusuyla alıp 1,5 saat boyunca taşımak zorunda kalmıştır. Ancak travmayı yaşayan Kaya Bebeğin annesi ve babasıdır" sözleriyle tepki gösterdi.

Tele1

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Belediyenin yardım kolileri AKP parti bürosunda! Rize'de Karadeniz fıkrası gibi olay: Bisikleti banka kapısına kilitleyip gitti içeridekiler mahsur kaldı! Şehidin adını taşıyan okul ahıra çevrildi! RTÜK'ten Güldür Güldür’e ‘Bilal Oğlan’ cezası ! İşte o skeç