Seçim bitti, İstanbul'da tartışma bitmedi. AKP, CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinin iptal edilmesini istedi. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) “Iğdır içtihadı” ise tüm bu tartışmalara noktayı koyacak nitelikte…
GÜVEN'İN İMZASI VAR
2004'te yapılan yerel seçimlerde, SHP'den Iğdır adayı olan Hasan Alagöz, “İstanbul'dan Iğdır'a seçmen kaydırıldı” diyerek, “seçimin iptali talebi” ile başvuru yaptı. İl ve ilçe seçim kurulları, talebi, “somut delillere dayanmıyor” gerekçesiyle reddetti. Alagöz bu kez, “Olağanüstü itiraz” hakkını kullandı. İddialarını yargıya taşıdı ve YSK'ya da başvurdu. YSK ise 10 yıl sonra, 3119 sayılı kararıyla talebi reddetti. Şimdiki Başkan Sadi Güven'in de imzasını taşıyan kararda, “Seçim güvenliği idari bir görevdir. Bu şekilde taşıma olarak iddia edilen kullanılmış oyun hesaba katılmasında yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Kesinleşmiş seçmen kütüklerinde seçmen olarak kayıtlı olanların oy kullanma hakkına sahip olmadıklarını iddia etmek de mümkün olamaz” denildi.
“KESİNLEŞMİŞ LİSTELER''
“Iğdır içtihadı” şöyle: “İtiraza konu sandık seçmen listelerinin itiraz üzerine yeniden ele alınması ve incelenmesi mümkün değildir. Kesinleşmiş seçmen kütüklerindeki yolsuzluklara dayanılarak mazbatanın veya seçimin iptali istenemez. Dilekçede belirtilen olay kişisel haklara ilişkin olup tam kanunsuzluk hallerinden değildir, bu nedenle Kurulumuzca işe doğrudan el konulması olanağı da bulunmamaktadır. Ceza kanununun ilgili maddelerinden yolsuzluk yapan şahıslar aleyhine, ilgili mercilerce takibat yapılması, dava açılması, suçların takibi yönünden doğal bir olay olup, bu bağlamda yürütülen ceza davalarıyla verilen ceza mahkumiyetleri seçimin iptalini gerektirmeyeceği gibi geriye doğru bir değerlendirme yapma olanağı da bulunmadığından, istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.”
Yasa tarafından hüküm belirtilmemiş bir konuda, daha önceki bir mahkeme kararının esas alınmasıdır.