İmralı Süreci kapsamında kurulan Meclis Komisyonu 17’nci kez toplandı. Toplantıda, terör örgütü PKK'nın lideri Öcalan ile görüşülüp görüşülmemesi kararı ele alındı. AKP, MHP ve DEM Parti heyetin Öcalan’la görüşmesini destekledi. CHP, İmralı Adası'na gidecek olası bir heyete üye vermeyeceklerini açıkladı.
Komisyonun bu toplantısının da kapalı yapılması yönünde alınan karar sonrası CHP toplantıdan ayrıldı. AKP, MHP ve DEM Parti oyları ile toplantının kapalı olması kararı alındı.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, toplantı sonrasında basın mensuplarına açıklama yaptıı.
Güvenlik gerekçeleri ile 16 toplantının üçünün kapalı oturumlarda yapılmasını olumlu yaklaştıklarını belirten Emir, “MİT Başkanı, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı geldiler ve sırasında devletin güvenliği ile ilgili kimi bilgileri bizimle paylaştılar. Bu yüzden kapalı olmasını uygun gördük” dedi.
"İMRALI'YA GİDİŞ TOPLANTISI MİLLETİN GÖZÜ ÖNÜNDE YAPILMALIYDI"
Ancak Emir, bugün İmralı’ya gidişin tartışıldığı toplantının açık yapılması gerektiğini vurguladı:
- “Bugünkü toplantının yani İmralı'ya gidişle ilgili toplantının milletin gözü önünde ve açıkça yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”
CHP’nin Kürt meselesindeki tutumunu vurgulayan Emir şöyle devam etti:
- "Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz 10 yıllardır Kürt sorunu diyebilen ve Kürt sorununun ancak tüm kesimlerin açıklıkla, samimice, cesaretle ve meclis zemininde konuşarak çözebileceği ve demokratikleşmeyle ve anayasal eşit vatandaşlıkla çözülebileceği bir sorun olduğunu söyleye gelen partiyiz. Bu nedenle de bu komisyona böyle bir katkı verdik. Ama yapılan oylamada kapalılık kararı çıkınca da bu noktadan sonra bu komisyon toplantısı kapalı olacağı için kapalı oturumda olmamızın kalmamızın doğru olmayacağını değerlendirdik ve kapalı bölümüne katılmama kararı aldık"
CHP’nin İmralı görüşmesine neden karşı çıktığını da anlatan Emir, şu ifadeleri kullandı:
- "Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihsel bir tutarlılık içinde Kürt meselesinin demokratik yollardan çözümünü her zaman savunduk, savunmaya devam ediyoruz. Birileri bırakın Kürt sorununu, Kürtlerin varlığını bile inkar ederken biz bu sorunun var olduğunu cesaretle dile getiren ve çözüm önerileri sunan partiyiz. Dün olduğu gibi bugün de barış ve çözüm için atılacak samimi adımların sonuna kadar destekçisiyiz. Meselenin meclis çatısı altında kurulacak bir komisyon marifetiyle milletten bir şey saklamadan şeffaflıkla konuşulması ve çözümü fikrinin sahibiyiz. Bundan sonra da terörsüz ve demokratik Türkiye'yi inşa etmenin kararlılığıyla milletimize karşı sorumluluğumuzun gereği olarak komisyonda olacağız.”
"DEMOKRASİMİZ DARBECİ BİR KUŞATMADA"
Emir, çözüm sürecinin önündeki engellere de dikkat çekti:
- “Meclis'teki komisyon bugün 18. toplantısını yapmaktadır. Ancak geldiğimiz aşamada milli iradeyi ipotek koyan kayyum uygulamaları sürmektedir. Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan utanç davalarında insanlar aylardır cezaevlerinde yatmaktadır. 10 yılı bulan siyasi tutsaklıklarda hiçbir ilerleme kaydedilememiş, aksine yeni siyasi davalarla demokrasimiz darbeci bir kuşatma altına alınmıştır. Demokratik siyasetin önü açılmak yerine siyasi davalarla daha da tıkanmıştır.”
"MİLLETİMİZİN BUNA SIKIŞTIRILMASINA RIZASI YOK"
CHP’li Emir, halkın beklentilerine vurgu yaparak şunları ifade etti:
- "Böyle bir dönemde iç barışımızı sağlamak için bu sorunla sorunlara çözüm üretilmesi gerekirken tüm meselenin İmralı'ya gidip gitmeme konusuna sıkıştırılmasına milletimizin rızası yoktur. Bu kararın olmazsa olmaz olarak tanımlanması, tarihi bir kavşak ve tek seçenek olarak öne sürülmesi komisyonun kuruluş amacıyla uyumlu değildir"
Heyet gönderme biçimine de eleştiri getiren Emir, şöyle konuştu:
- "Elbette sürece katkı verecek her görüş kıymetlidir. Bu amaçla devlet yetkilileri İmralı ile zaten görüşmekte. Milletvekillerinden oluşan bir heyet de adaya gidip gelmektedir. Komisyonumuzda 11 partiden 51 milletvekili bulunmaktadır. Ama komisyonumuzun başkanı bile olmadan sadece 5 milletvekilinin adaya gitmesi yerine teknolojik imkânlardan yararlanarak daha kolay, daha katılımcı ve daha tartışmasız bir sürecin yönetilmesi mümkündür"
"BU ISRAR ÇÖZÜM İRADESİNE KATKI YAPACAĞINA İKNA DEĞİLDİR"
Murat Emir CHP’nin tavrını şu sözlerle özetledi:
- "Siyaset emrivakiler üzerine tutum almakla değil, toplumun ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre yapılır. Toplum kayyumların kaldırılması, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması ve demokratik siyasetin önünün açılması gibi olmazsa olmaz kolay ilk adımların bile atılmadığı bu süreçte bu ısrarın çözüm iradesine hangi katkıyı yapacağına ikna değildir.”
- Bu doğrultuda AK Parti başta olmak üzere diğer partililerin kararıyla İmralı Adası'na gidecek komisyon heyetine partimizden üye vermeyi doğru bulmuyoruz"
"CHP KAPATMA DAVASI İLE KARŞI KARŞIYA"
Murat Emir, CHP’nin karşı karşıya olduğu baskıları da hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı:
- "Hatırlatmak isteriz ki bugün herkesin ne diyeceğini beklediği Cumhuriyet Halk Partisi bir kapatma davasıyla karşı karşıyadır. Seçilmiş 16 belediye başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı hapistedir. Kadınlara, çocuklara ve ailelere zulmedilmektedir. Ama partimiz her şeye rağmen demokrasi, barış ve çözüm umuduyla bu komisyonda kalmaya devam etmektedir. Eğer bu milletin barış umutları 10 yıl önce olduğu gibi bir kez daha şahsi hırs ve ihtiraslara heba edilmeye çalışılırsa Cumhuriyet Halk Partisi durduğu yerde kararlılıkla durmaya devam edecektir. Partimiz ülkemize barışı da, demokrasi ve adaleti de getirecek iradeye sahipti"
AKP SORUSUNA YANIT
Komisyonun toplantıya açık kısmında AKP görüşlerini belirtmedi. AKP'nin görüşünü net bir şekilde açıklamaması hakkında gelen soruya da Murat Emir şunları ifade etti:
- "AK Parti uzunca bir süredir bu sürece olması gerektiği gibi sahiplenmeyen parti durumundadır. Çünkü bir yönüyle devlet birimleri bu süreci aktif olarak yürütürken yürütmenin başındaki Sayın Cumhurbaşkanı ve onun partisi sürece biraz daha uzak durmayı tercih etmektedir. Başka aktörlerin daha önden gitmesini arzulamaktadır. Ama bugün de anlaşılmıştır ki bu süreçle ilgili de önümüzdeki atılacak adımlarla ilgili de her partinin açık net tavır alması gerekir ve pozisyonunu tüm millete anlatabilmesi gerekir."
