RTÜK tarafından Halk TV'ye verilen 10 gün ekran karartma cezasına tepkiler çığ gibi büyüdü. Siyasilerden gazetecilere bir çok isim, Türkiye'nin en çok izlenen televizyon kanalına verilen ağır cezaya ateş püskürdü.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Halk TV, Sözcü TV ve TELE1'e yine ceza yağdırdı.

En ağır ceza ise Halk TV'ye kesildi.

Halk TV'ye, Sinem Fıstıkoğlu'nun sunduğu ile "Sansürsüz” programında Atom Mühendisi Tolga Yarman’ın “Türkiye dincileşiyor değil mezhebileşiyor" ve "Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün adının konulmasından itibaren bakarsak İran'a karşı azmettirildik" ifadeleri üzerine "halkı kin ve düşmanlığa teşvik" ettiği ettiği gerekçesiyle oy çokluğuyla 10 gün yayın durdurma cezası verildi.

TEPKİLER ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜ

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır:

Ali Mahir Başarır, Halk TV canlı yayınına bağlanarak RTÜK'ün kararına tepki gösterdi. Başarır, "Türkiye'de olağan hukuk düzeni ortadan kaldırılmış durumda. Türkiye'nin birinci partisine darbe yapılmak isteniyor. Televizyon kanalları karartılıyor. Olağanüstü hal durumu mevcut. Bazı kanallar tarafından hakarete ve iftiraya maruz kalıyoruz ancak tek bir ceza yok. Tarihsel bir süreci anlatan bir hocanın ifadeleri için 10 günlük karartma cezası veriliyor. Buna herkes tepki vermeli. Bu sadece Halk TV'ye yapılan bir yasak değil 86 milyona yapılan yasaktır. Devleti bir parti gibi kullanan ve kendisinden farklı düşünen herkese yumruğunu balyoz gibi indiren bir iktidar var. Hepimiz tehdit altındayız" dedi

*****

halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz

İsmail Saymaz da Sorel Dağıstanlı'nın sunduğu "Parantez" programına bağlanarak cezaya tepki gösterdi.

Saymaz, "Burada Tolga Yarman Hoca'nın bizim televizyonumuzda katıldığı bir programda sarf ettiği sözler dayanak gösteriliyor. Ben Tolga Yarman Hoca'yı sadece bizim ekranlarımızda görmedim. Sözcü TV'de de, HaberTürk'te de tartışma programlarında bu saygıdeğer bilim insanını gördüm. Bizim yayınımızda da, diğer kanallarda katıldığı programlarda da yaklaşık olarak aynı ifadeleri kullandı. Benzeri cümleleri kurdu. Bu, kendi dünya görüşü doğrultusunda bir tahlil yapıyor ve Türkiye'ye, Ortadoğu'ya dair belirli tespitlerde bulunuyor. Bu tespitlerini gerekçelendirirken, izah ederken yanlış kelimeler seçmiş olabilir. Meramını iyi anlatamamış olabilir. Yahut görüşlerini aktarma biçimi iktidar sahiplerine sarsıcı ya da rahatsız edici gelmiş olabilir. Fakat bundan ötürü bir televizyon kanalı 10 gün boyunca kapatılamaz. Ne Tolga Yarman Hoca'nın görüşleri yüklenen suça oturuyor, ne de böyle bir açıklamadan ötürü ayda bir, iki saatliğine konuk olduğu bir televizyon kanalı mühürlenebilir. Kaldı ki ben kanalın çalışanıyım; Tolga Hoca'nın böyle bir yayına katıldığını ve yayında böyle cümleler sarf ettiğini kararla beraber öğreniyorum. Eğer halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiş olsa, herhalde halkın bir kısmının bundan haberi olurdu. Benim bile bundan haberim yok. Cezayla beraber böyle bir konuşmanın olduğunu öğrenebildim" dedi.

*****

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan:

Mahmut Arıkan, Halk TV canlı yayınına katılarak söz konusu karara tepki gösterdi.

RTÜK'ün Cumhur İttifakı'nın bir ortağı gibi hareket ettiğini söyleyen Arıkan, "Basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazlarından bir tanesidir. Basına hangi iktidar baskı uyguladıysa neticede o baskıyı uygulayan kaybetmiştir. Biz Saadet Partisi olarak sürekli vurguladığımız bir husus var. Haber kanallarının dıştaki birçok kanal toplumu ahlaki manada büyük bir zarara uğratmasına rağmen RTÜK'ün bu noktada bir yaptırım yapmaması ve sadece iktidarın hatalarını gösteren haber kanallarına böyle bir ceza uygulamalarını doğru bulmuyoruz. Cumhur İttifakı'nın iki ortağının bir ortağı da RTÜK oldu" diye konuştu.

"Devletin bir kurumu gibi değil bir siyasi parti gibi hareket ediyor" diyen Arıkan, "Bu demokrasiye müdahaledir. İzleyici buna en iyi cevap verecektir. Yalgınlığa düşmemek gerekiyor" ifadelerini kullandı.

*****

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları

Hatimoğulları da Halk TV'nin Parantez programına bağlanarak cezaya tepki gösterdi.

RTÜK'ün verdiği kararın tüm yurttaşların haber alma özgürlüğüne yönelik olduğunu söyleyen Hatimoğulları, şunları ifade etti:

"Aynı zamanda lisans iptali ile karşı karşıya. Basın özgürlüğünün en gerilerde seyrettiği ülkelerden biri Türkiye. Gazetecinin hapishanede olduğu, muhalefetin susturulduğu bir ülkeyi kabul edemeyiz. Her türlü baskının arttığı dönem bırakın demokrasinin 'd'si ile buluşturmak, kabul etmek mümkün değildir. Yargı aldığı kararlarda ülkeyi biraz daha karanlığa mahkum etmektedir. Bir yurttaş olarak haber alma özgürlüğüm kısıtlanmıştır. RTÜK'ün aldığı karar bir basın kuruluşuna özel değil, haber alma özgürlüğü kapsamında bütün yurttaşlara yönelik bir operasyondur.

"HALK TV'NİN YANINDA OLMALIYIZ"

Atılan adımların tamamını ortak değerlendirmemiz gerekiyor. Halk TV'ye yönelik alınan bu karar nasıl bir ülkeye götürülmek istendiğimizi gösteriyor. Daha güçlü bir dayanışma ve daha güçlü bir karşı duruş ile ayrılar gayrılar bırakılarak demokratik Türkiye inşasına odaklanmalıyız.

Türkiye ne yazık ki bu tür uygulamalarla biraz daha karanlığa sürükleniyor. Bu bütün yurttaşlarımızı kaygılandırmalı. Bugün Halk TV'ye yönelik gerçekleşen haksız ve hukuksuz uygulamayı asla kabul etmiyoruz. Alınan yanlış her karara karşı doğru tavrı sergilemek de önemli. Halk TV'nin yanında olmalıyız."

*****

Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM) Partisi:

DEM Parti ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada cezaya tepki gösterdi.

DEM Parti'nin paylaşımı şöyle:

"RTÜK tarafından Halk TV’ye verilen 10 günlük ekran karartma, Tele 1 ve Sözcü TV’ye verilen para cezalarını kınıyoruz. Muhalif seslere yönelik cezalandırma politikaları basın özgürlüğüne saldırıdır. Ekran karartmak ya da para cezalarıyla farklı düşünen seslere yönelik tahammülsüzlük göstermek toplumsal barışa katkı sunmaz. RTÜK’ü bu yanlıştan derhal vazgeçmeye çağırıyoruz."

*****

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan

Ali Babacan da Ece Üner'in sunduğu Halk Ana Haber'e bağlanarak tepkisini dile getirdi.

Demokrasilerde ifade özgürlüğünün olmazsa olmazlarından olduğunu belirten Babacan, şunları söyledi:

"Demokrasilerde ifade özgürlüğü olmazsa olmaz bir prensiptir. İnsanların görüşlerini rahatça ifade edemediği. Farklı fikirlerin serbest bir şekilde karşılanmadığı rejimlere demokrasi denmez. Ben bakıyorum hem bu Halk TV ile ilgili ceza kararına, bazı gazeteci arkadaşlarımızla ilgili yapılan uygulamalara, Fatih Altaylı'nın tutuklanmasına. Bunlar çok ağır ve orantısız cezalar. Tabii ki hukuk çerçevesi, önemlidir. Tabi ki basın özgürlüğü etrafında bir hukuk çerçevesi de vardır ama fiili uygulamaya baktığımızda bu şu andaki iktidarın kendinden olmayan herkesi susturma çabasıdır.

Benim gibi düşünmüyorsan konuşmazsın demektir. Beni desteklemiyorsan yayın yapamazsın demektir. Türkiye yavaş yavaş artık tek sesli, tek partili bir sisteme doğru gidiyor. Buna hep beraber itiraz etmemiz lazım. Demokrasinin olmazsa olmaz basın özgürlüğünün Türkiye'de yaşaması için hep beraber seferber olmamız lazım. Ben tekrar Halk TV'ye bu ceza sebebiyle geçmiş olsun diliyorum. Çok ağır, orantısız bir cezadır.

Tabi gerekçelerini tam bilemiyoruz ama yayınlardan takip edebildiğimiz kadarıyla bir TV kanalının çıkardığı bir akademisyenin söyledikleri ya da söylemedikleri üzerinden bu tür cezaların verilmesi ağırdır. Umarız ki bu yanlışlardan vazgeçilir. Umarız ki Türkiye'de demokrasi gerçekten çok sesli olur ve çok partili demokratik hayat Türkiye'nin olmazsa olmazıdır. Bir gazeteci arkadaşımızı hapse atıyorlar, binlerce gazeteciye ayar vermeye çalışıyorlar."