Türkiye’de dijital sahtecilik yoluyla kamusal yetkilere sızan organize bir yapı ortaya çıkarıldı. Aralarında akademik unvanların da bulunduğu yüzlerce sahte belge, eimza kullanılarak sistemlere işlendi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianameye göre, sahte kimlik ve belgelerle eimza üreten bir yapı, Türkiye’nin farklı illerinde üniversite sistemlerine ve kamu kurumlarının dijital altyapılarına yetkisiz şekilde girdi. Mezuniyet kayıtları, diploma bilgileri ve not ortalamaları manipüle edilerek yüzlerce kişiye akademik ve mesleki avantaj sağlandı.
Soruşturmada hukukçudan öğretmene, gıda mühendisinden eczacıya kadar birçok kişinin sahte diplomayla akademik ya da kamu statüsü elde ettiği belirlendi. Skandalın boyutu giderek büyürken, yaklaşık 400 kişinin profesör ve doçent unvanı aldığı ortaya çıktı. Bu 'Akademisyenlerin' isimleri hala açıklanmadı.
Sadece doçent olmak isteyen bir şahsın, sahteciliği açıklandı.
Eylül 2024’te Halk TV’de yayınlanan Kayda Geçsin ilk kez gündeme gelen skandala dair sessizliğini 'şimdi' bozan YÖK Başkanı Erol Özvar, kamuoyuna şu açıklamayı yaptı:
“Çok ciddi bir hadise. İki koldan soruşturma yapacağız. Hem biz hem de ilgili üniversiteler ayrı ayrı soruşturma yürüteceğiz. Dün itibarıyla ilgili üniversitelere gerekli işlemlerin başlatılması noktasında yazı gönderdik. Sahte diplomanın önüne geçmek ve cezai yaptırımları artırmak için yasal düzenlemeye ihtiyaç var.”
Özvar’ın bu açıklaması, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ikinci kez YÖK Başkanlığına atanmasının ardından geldi.
Habertürk'ten Fevzi Çakır, iddianame detaylarına göre, şüphelilerin sahte mezuniyet belgeleri, not değişiklikleri, usulsüz eimza üretimi ve sistemlere yetkisiz erişim yoluyla kamu kurumlarında unvan ve statü kazanmaya çalıştıkları tespit edildi.
Eylemler arasında; not ortalamasını 1.29’dan 3.29’a çıkarmak, başkası adına eimza üretmek, kayıtlı olmayan kişileri mezun gibi göstermek ve resmi görevler için sahte diplomatik belge düzenlemek gibi ağır fiiller yer aldı.
Soruşturma dosyasına giren log kayıtları, IPport eşleşmeleri, banka dekontları ve HTS verileriyle, yapı içindeki organize hareketler ispatlandı. Emniyet birimlerinin siber takibi ve savcılığın ayrıntılı analizleriyle dijital sahtecilik ağı büyük oranda çökertildi.
Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında sadece kamuya yerleşim değil; akademik kadrolara atama, resmi görev üstlenme ve mesleki unvan edinme gibi kapsamlı sonuçların da gündeme gelmesi bekleniyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün yürüttüğü soruşturmalar derinleşerek devam ediyor.
Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın aktardığına göre; iddianamede 70’ten fazla kişinin tek tek işlemleri sıralandı:
Abdullah Volkan Uçak, Ege Üniversitesi Psikoloji ve Klinik Psikoloji programlarından sahte mezun gösterildi, başkaları adına sahte eimza düzenledi.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, bazı basın yayın organları ve sosyal medya mecralarında yer alan "400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı" yönündeki haberlerin, kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyon olduğu belirtildi.
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye'de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır." ifadesi kullanılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmenin de şüpheliler arasında yer almadığı bildirildi.
Soruşturmada, sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocasının adının geçtiği ve bu kişilerin de öğretmen statüsünde olmadığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi düzenlendiği tespit edilmiştir. 2 kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın herhangi bir meslek ifasında kullanıldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır. '400 akademisyenin usulsüz atandığı' yönündeki iddia, dosya şüphelilerinden birinin soyut beyanına dayanmaktadır. Bu ifade dışında herhangi bir somut bilgi, belge veya tespit mevcut değildir. Türk akademisini ve eğitim camiasını hedef alan bu tür yayınlar, sistematik bir karalama kampanyasının ürünüdür. Nitekim soruşturma da bir dış ihbarla değil, bizzat bir üniversitenin iç denetimi sonucunda adli makamlara yapılan bildirimle başlatılmıştır. Kamuoyunun manipülasyon amacı taşıyan bu tür içeriklere itibar etmemesi, yalnızca resmi ve doğrulanmış kaynaklardan yapılan açıklamaların dikkate alınması büyük önem taşımaktadır."
halktv.com.tr
Kaynak:Haberturk
Foreign Policy dergisinden Erdoğan ve ekonomi analizi: "Erdoğan, kendisine itiraz eden ekonomi yetkililerinin işini bitiriyor"79 izlenme
İmamoğlu metrobüs kazasında yaralanan vatandaşları hastanede ziyaret etti: "İçtenlikle özür dilerim"33 izlenme
Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğuna itiraz!19 izlenme
Türkiye böyle ihale görmedi! AKP’li belediyeden “peşin” vurgun!343 izlenme
Halkbank'ta batık büyüyor: Takipteki krediler yüzde 86 arttı!36 izlenme
Diyanet halaya da el attı! Kadın ve erkekler el ele halay çekip horon tepmemeli!45 izlenme
Kılıçdaroğlu, partisinin il başkanlarını uyardı! 'Boş laf etmek yok'159 izlenme
Son anketler: Anket sonuçlarına göre muhalefet blokunun oyu yüzde 58!472 izlenme