Meclis'te "çoklu baro" düzenlemesi için 04.00’lere kadar çalışan Meclis Adalet Komisyonu'nda tansiyon yükseldi.
Hürriyet'ten Bülent Sarıoğlu'nun haberine göre, görüşmeyi yürüten AKP'li Başkanvekili Yılmaz Tunç'un, "İsmet Paşa ile Führer arasındaki irtibatı da biliyoruz" sözleriyle tırmanan gerilim, "cibilliyet" suçlaması ve karşılıklı hakaret ifadeleriyle sürdü.
Birbirlerinin üzerine yürüyen CHP ve AKP milletvekilleri kavganın eşiğinden dönerken, onları HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ayırmaya çalıştı. İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel'in gruplar arasına pet şişedeki suyla salonun ortasına sınır çizmesiyle gülüşmeler başlayınca ortam yatıştı.
"ATATÜRK'ÜN MECLİS'İNDE KİMSE İSMET PAŞA'YA 'FÜHRER' DİYEMEZ"
Komisyondaki tartışma tutanaklara şöyle yansıdı:
Yunus Emre (CHP): İsmet Paşa'nın bu Gazi Meclis’te bir sözü vardır 'Suçluların telaşı içerisindesiniz' diye. Bu telaşınızı da ona yoruyorum Sayın Başkan.
Yılmaz Tunç (AKP): İsmet Paşa ile Führer arasındaki irtibatı da biliyoruz.
Yunus Emre (CHP): Atatürk’ün Meclisinde kimse İsmet Paşa’ya ‘Führer’ diyemez!
Özkan Yalım (CHP): Bu ne demek ya! Sözünü geri al. Yazıklar olsun. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına böyle hakaret edemezsin!
Yılmaz Tunç (AKP): Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na ‘diktatör’ diyor, duymuyor musun?
Aydın Özer (CHP): İsmet Paşa’ya ‘Führer’ diyemezsin!
Yılmaz Tunç (AKP): Olmaz böyle şey! Siz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ‘diktatör’ diyeceksiniz, cevabı aldıktan sonra da sinirleneceksiniz.
Suzan Şahin (CHP): Özür dileyeceksin. Gerine gerine oturduğun koltuk İnönü’nün koltuğu.
Yılmaz Tunç (AKP): ‘Führer’ demedik, ‘Führer’in mektubu’ dedik.
"BAROLAR TİCARETHANEYE DÖNER"
Öte yandan, TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülen “Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin ilk 12 maddesi, AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi. Söz alan CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, “16 yıl boyunca avukatlık yaptım. Etnik, dini, siyasi olarak bir baroya üye olmak istemiyorum. Ben mesleğim üzerinden örgütlenmek istiyorum” derken HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, “TBMM’nin etrafı çevrilerek cezaevi haline getirilmiştir. TBMM’nin bu hali, bu tasarıyı çok net ifade etmektedir” ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, “Ülkeye yaptığınız kötülüklere karşı sessiz kalmayan baroları ele geçirmek istiyorsunuz. ‘Ne var canım üç ili ilgilendiriyor’ gibi yorumlar duyuyorum. Bilgisizlik mi kötülük mü bilmiyorum ama bilgisizlik ise bir kez daha altını çizeyim. Barolar hak aramaktan çıkıp ticarethaneye döner. Ekmek yiyen herkese zarar verir. Baro dediğiniz şey dernek değil Anayasal kurumlardır. Bu yaptığınız yapılamaz bir şeydir” dedi.
"AVUKATLIK HAKKIMI ELİMDEN ALMAYIN"
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, 16 yıl boyunca avukatlık yaptığını söyleyerek, “Ben etnik, dini, siyasi olarak bir baroya üye olmak istemiyorum. Ben mesleğim üzerinden örgütlenmek istiyorum. Afyonkarahisar Baro Başkanı, sizin siyasi görüşünüzde. Dün buradaydı, içeri giremedi. Baro başkanlarının yanına zar zor alabildik. Biz AKP’li MHP’li CHP’li arkadaşlarımızla omuz omuza mücadele veriyoruz. Farklı siyasi görüşlerdeyiz ama temelde meslek etiğinde, meslek ile ilgili konularda, hukunun üstünlüğünde paydaşlaşabiliyoruz. Ben bir avukat olarak mesleğim üzerinden örgütlenmek istiyorum. Avukatlık hakkımı elimden almayın” diye konuştu.
"TBMM'NİN BU HALİ..."
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, “Ne avukatların ne baroların ne halkın, bu tamamen sarayın ihtayacı doğrultusunda bu koşullarda bizleri çalıştırmak üzere gelen bir tasarı. Burada ne dersek diyelim tasarı sahiplerinin ikna olacağı kanaatinde değilim. Baro başkanlarımızın şu kapı önünde sürdürdüğü direniştir. Biz direniş yazıyoruz. O parmaklıklar bu dönemin simgesidir. TBMM’nin etrafı çevrilerek bir tür cezaevi haline getirilmiştir. TBMM’nin bu hali, bu tasarıyı da çok net ifade etmektedir” dedi.
https://odatv4.com/cezaevinecevrilentbmmninbuhalitasariyiozetliyor05072005.html