Türkiye ile AB arasında imzalanan ve tam adı, “Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasında İzinsiz İkamet Eden Kişilerin Geri Kabulune İlişkin Anlaşma” olan metin, Türkiye’yi AB’nin ve hatta dünyanın göçmen deposu yaptı. Sonsuza kadar da öyle kalacağına ilişkin madde bile var.
MERKEL’İN SÖZLERİ
Almanya eski Başbakanı Merkel’in, “Freiheit“ (Özgürlük) adlı kitabında, “Erdoğan’a göçmen sorununda çalışmanın karşılığı vize serbestisiydi. Türkiye’ye 3 milyar euro verecektik. Suriyeli göçmenler de Türkiye’de kalacaktı“ sözleri ve SÖZCÜ’nün yakaladığı “özel ayrıntılar”, Türkiye’nin büyük diplomatik rezaletini ortaya çıkardı.
Türkiye, Suriyelileri AB’den geri alma, diğerlerinin tümünü Türkiye’de tutma, AB’nin istemediği kaçakları yeniden Türkiye’ye almayı kabul etmeye ilişkin tüm yükümlülükleri kabul etti.
Ancak anlaşmaya “Türklerin AB’ye girişinde vizenin kaldırılması” şartı koyulmadı. Yerine, “Taraflar vize politikası ve ilgili alanlarda işbirliklerini güçlendirir” cümlesi “Ekler” bölümüne konuldu. AKP iktidarı, parayı alıp vizeler daha da zorlaştığı için Türk vatandaşı AB’ye giremez hale geldi.
En önemlisi, uygulama ve anlaşmanın diğer hükümleri ile Türkiye tam bir “sömürge” ya da “AB’nin göçmen deposu ya da suçluların sınır dışı edildiği açık cezaevi” haline getiriliyor.
BİTİŞ SÜRESİ YOK
TBMM’de kabulünden üç gün sonra, 28 Haziran 2014’te yürürlüğe giren anlaşma, halen yürürlükte. Anlaşmanın, “süresiz şekilde devam edeceği” iki taraf, yani AB ve Türkiye tarafından kabul edilmiş. Yani Türkiye, sonsuza kadar AB’nin istemediği Suriyelileri, Afganları, diğer kaçakları ve suçluları, haklarında takibat olanları geri alacak. Anlaşma tüm 3. ülke vatandaşlarının ve hatta vatansızların Türkiye’ye geri gönderilmesinin yolunu açıyor.
Türkiye Avrupa Birliği’nin istemediği tüm Türk vatandaşlarını, başka herhangi bir işlemin yerine getirilmesine gerek olmaksızın kabul eder.
Türkiye, Avrupa Birliği üyesi bir ülkede ikamet iznine sahip olmayanların reşit olmayan bekar çocuklarını dabu anlaşma ile geri kabul eder.
Türkiye, AB’de ikamet hakkına sahip olmayan ve Türkiye tarafından evliliği tanınmamış olsa bile, ilk paragrafta belirtilen kişilerin başka ülke vatandaşlığına sahip eşlerini kabul eder.
Türkiye, AB’ye sığınan ve Türk vatandaşlığından çıkarılmış ya da feraget etmiş kişileri geri kabul eder.
Türkiye’nin AB ile imzaladığı, “Kaçak Suriyeli, Afgan, Afrikalı, vatansız ve hatta Türkler’i” geri alma; 10 milyondan fazla kaçağı Türkiye’de tutma anlaşması, Osmanlı’yı ekonomik olarak batıran Duyunu Umumiye’yi (Genel Borçlar) hatırlattı.
Osmanlı ekonomik olarak zora girip batıya borçlarını ödeyemeyince, II. Abdülhamit döneminde 1881 1928 arası faaliyet gösteren dış borçları denetleyen kurum Duyunu Umumiye, oluşturuldu. AB’nin yaptığı gibi Duyunu Umumiye de Osmanlı’nın ekonomik ve mali yaşamında etkiliydi. Şimdi de, AB ülkeleri Türkiye’ye iade edilecek kaçaklar için başkentte özel ekipler kurdu, 10 milyon kaçağı bizde bırakıp kendileri kurtuldu.
Duyunu Umumiye, alacaklılar adına Osmanlı’da vergi toplamaya da başladı. Damga vergileri, alkollü içkiler, balık avı, tuz ve tütünden alınan vergiler, o zamanki batıya, şimdiki AB’ye akmaya başladı.
Erdoğan, 2015’te Alman Başbakanı Merkel’i Yıldız Sarayı’nda bu tahtlarda ağırladı. O yıllardaki anlaşmanın Türkiye’ye faturası hala ödeniyor.
Sözcü