Daha önceki salgınlarda aşıların keşfedilmesi yıllar sürerken, corona virüsü aşısı nasıl bu kadar çabuk bulundu? Tıp dünyasından uzman isimlere göre dünya HIV virüsüne henüz aşı bulamadı ama HIV aşısını ararken bağışıklık sistemi üzerine öğrendikleri Covid19 aşısının bu kadar hızlı bulunmasına ön ayak oldu.
AIDS bugüne kadar dünyada 33 milyon kişinin ölümüne neden oldu. Şu anda 38 milyon kişi HIV virüsü ile yaşıyor. ABD, 1982 yılından bu yana virüslerden kaynaklanan hastalıklar ve aşılama çalışmalarına (Covid19 dahil) 76 milyar dolardan fazla (577 milyar TL) yatırım yaptı.
1984'ten bu yana Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'nde müdür olan ve Beyaz Saray Corona Virüs Görev Gücü'nün önemli bir üyesi olan Anthony Fauci, “Diğer tüm patojenlerle yaptığımız her şey, HIV ile öğrendiklerimizden kaynaklanıyor” diyor.
HIV, CORONA VİRÜSÜ İLE BENZERLİK TAŞIYOR
HIV de tıpkı corona virüsü gibi hücrelerin yüzeyindeki reseptörlere bağlanan bir sivri uç veya zarf proteinine sahip. Ancak HIV, corona virüsü gibi hücrelerde uzun süre bozulmadan kalmadığı için aşı bulunamıyor. Bu süreçte bağışıklık sistemi devreye giriyor.
Bilim insanları yıllar içinde HIV’in hücreleri nasıl ele geçirdiğini ve çoğaldıklarını haritalandırıp, virüsün hedef alınabilecek zayıf noktalarını belirlediler. Ardından HIV yüzeyindeki proteinlerin oldukça ayrıntılı üç boyutlu görüntülerini oluşturdular. Buradaki amaç, bağışıklık tepkisi oluşturan molekülleri tasarlamak ve vücudu virüse karşı savunma yapmaya teşvik etmekti.
ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Aşı Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Barney Graham gibi bilim insanları diğer virüslere karşı aşılar için antijenler tasarlamak için benzer bir yaklaşım kullandılar. Dr. Graham ve ekibi Çin'de yeni bir corona virüsü salgınından haberdar olduklarında, Orta Doğu Solunum Sendromu (Mers) ve bir corona virüsü türü olmak üzere birkaç virüs için prototip aşıları test etmek üzereydiler. Hızla yeni bir patojene yönelen ekip, Moderna tarafından sağlanan aşı için yeni bir protein tasarımı sağladılar. Bu aşı, hücrelere antijeni yapma talimatı veren moleküler bir kurye olan mRNA'yı kullanıyor.
HIV'DEKİ BAŞARISIZLIKLAR BU KEZ İŞE YARADI
Amerika'daki bilim insanları HIV virüsüne karşı aşı geliştirme çalışmalarında yıllardır başarısız oldular. 2004 yılında Merck & Co isimli şirket Adenovirüs 5 adlı soğuk algınlığına neden olan virüsü zayıflatacak bir aşı oluşturdu. Aşı çalışmaları HIV'de bulunan üç geni vücuda enjekte ederek bağışıklık sisteminin bu genlere saldırması ve HIV virüsüne karşı hazırlıklı olmasını amaçlıyordu.
2007 yılında gelen sonuçlara göre, aşının çok az bir koruma sağladığı ve erkekleri HIV'e karşı daha duyarlı hale getirdiği tespit edildi. Bu sebeple aşı çalışmaları bir anda durduruldu. Merck, AIDS aşısı girişimlerinin tamamını kapattı. Ancak diğer şirketler çalışmalarına devam etti. Araştırmalarda zayıflatıcı virüslerden genleri taşımak için, şempanzeler üzerinde de etkili olan farklı soğuk virüsleri kullandılar. Oxford Üniversitesi'nin hızlı bir şekilde geliştirdiği aşının arka planında bu çalışmalar yer alıyor.
AŞILAR ZİKA VE EBOLA İÇİN KULLANILACAKTI
2004 yılında Boston’daki Beth Israel Deaconess Tıp Merkezi ve Harvard’da bir AIDS aşısı geliştirmek için laboratuvar kuran Dan Barouch, Merck’in elde ettiği başarısızlıkların ardından, içlerinde Ad26 olarak adlandırılan ve inaktive edilmiş, hafif soğuk algınlığına sebep olan viral vektörlere odaklanılması gerektiğini fark etti. Dr. Barouch ve ekibi bu aşı vektörünü 2007 yılında klonladı. Ardından küçük bir Hollandalı şirket ve Johnson & Johnson ile birlikte çalıştı. Ad26 aşıları Zika ve Ebola virüsleri için kullanılacaktı.
Ancak daha bu aşılar tam anlamıyla test edilemeden bu salgınların etkisi kısa sürede geçti. Fakat kısa bir süre sonra corona virüsü salgını patlak verdi. Dr. Barouch ve J&J, diğer aşı üreticilerinden farklı bir Covid19 aşısı geliştirmek için yola koyuldu. Diğerlerinden farklı olan bu süreçte amaç: Bir doz aşının yeterli olması ve düşük sıcaklıklarda saklama zorunluluğu olmaması. Bu araştırmaların ocak ayında sonuç vermesi bekleniyor.
Dr. Barouch bu araştırmalarla ilgili şu sözleri kullanıyor: HIV için Ad26 çalışmalarımız olmasaydı, Covid19 için zaten üçüncü aşamada olamazdık. Bu, HIV araştırmamızın doğrudan sonucudur, aksi takdirde geliştirilemezdi.
HIV VİRÜSÜNE KARŞI MÜCADELE SONUÇ VERMEYE BAŞLADI
Bilim insanları HIV virüsüne karşı aşı üretmekte başarısız olduğu gibi ilaç üretmekte de başarısız oldu. Öte yandan Gilead Sciences tarafından Truvada ve Descovy de dahil olmak üzere çeşitli hap kombinasyonları HIV üzerinde etkili olmaya başladı. Bu başarının ardından son 10 yılda HIV nedeniyle gerçekleşen ölüm rakamlarının yarıya yakın azaldığı ifade ediliyor. Aynı zamanda HIV virüsünü taşıyan bireylerin de yaşam süresi de uzamaya başladı.
HIV'e karşı ilaçların üretimini üstlenen California'daki Foster City şirketi vücudun virüsün genetik materyalini kopyalamasını engelleyerek HIV’in kopyalanmasını önlemek için yollar geliştirdi, bu süreç “zincir sonlandırma” olarak adlandırıldı.
Gilead bu tekniği corona virüs salgınında da uyguladı ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri, bu çalışmaları Covid19 hastaları üzerinde sürdürdü. Gilead şirketinin viroloji kısmının başı olan Diana Brainard, “Bu mekanizmaları önce anlamaya başladık ardından HIV araştırmalarında bu mekanizmalara karşı engelleyici bileşikler tasarlamayı başardık” dedi.
HIV ÇALIŞMALARI BAŞKAN TRUMP'IN TEDAVİSİNDE DE İŞE YARADI
Bazı bilim insanları, HIV taşıyıcılarının kanlarında alışılagelmişin dışında HIV virüsüne karşı antikor taşıdıklarını fark etti. Araştırmacılar, diğer virüsler için ümit vadeden antikorları belirlemeyi ve aynı güçlü bağışıklık tepkisini taklit eden laboratuvar versiyonlarından tedaviler geliştirdiler. ABD Gıda ve İlaç İdaresi, Başkan Donald Trump’ın Covid19 hastası olduğu sırada, Eli Lilly & Co. ve Regeneron Pharmaceuticals Inc. tarafından bu sözde monoklonal antikorlarla yapılan Covid19 tedavilerine izin verdi.
Bazı bilim insanları, uygun bir şekilde, Covid19 ile mücadeleye yönelik mevcut çalışmanın sonunda bir HIV aşısı üretebileceğini söylüyor. Avustralya, Melbourne’daki Peter Doherty Enfeksiyon ve Bağışıklık Enstitüsü müdürü Sharon Lewin, “Sadece immünoloji, üretim, teslimat, dozajlama, artırma hakkında çok şey öğreneceğiz.” diyor. “Birdenbire bu aşıların insanlarda nasıl çalıştığına dair birçok gözlem ve anlayışımız olacak. Bunun inanılmaz bir ilerleme olacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullanıyor.
*Yukarıdaki haberde yer alan bilgilerin önemli bir bölümü The Wall Street Journal’dan Gregory Zuckerman ve Betsy MacKay’in, ‘HIV araştırmaları Covid aşılarının temelini nasıl oluşturdu’ (How HIV Research Laid the Foundation for Covid Vaccines) isimli makaleden alınmıştır.
https://www.sozcu.com.tr/2020/saglik/coronavirusuasisinasilbukadarcabukbulundu6184280/