Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirildi. 2 saat 45 dakika süren toplantı sonrası açıklama yapan Erdoğan, ekonominin yanı sıra yurt içindeki diğer gelişmeler ile yurt dışında yaşananlara değindi.
“FAİLLER HAKKINDA GEREKEN İŞLEMLER YAPILACAK”
Toplantı sonrası kameraların karşısına geçen Erdoğan, açıklamasında şunları söyledi:
* “Gaziantep ve Mardin’de meydana gelen trafik kazalarında hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu kazalar ile Rize’deki kazada yaralanan vatandaşlara Allah’tan şifa diliyorum. Gaziantep ve Mardin’deki kazalar tüm boyutlarıyla soruşturuluyor. Biz, ülkemizin dört bir yanında vatandaşlarımız güvenle, konforla, hızla istedikleri yerlere gidebilsinler, lojistik hizmetler kesintisiz sürdürülebilsin diye Cumhuriyet tarihinin en büyük ulaştırma yatırımlarını yaptık. Buna rağmen böyle akılalmaz facialarla karşılaşmaktan dolayı üzüntülüyüz.
* Yapılan soruşturmalar neticesinde failler hakkında gereken işlemler yapılacaktır. Bununla kalmayacak, benzer kazaların bir daha yaşanmaması için trafik ve araç güvenliği başta olmak üzere her alanda ihtiyaç duyulan tedbirleri belirleyerek süratle uygulamaya geçireceğiz. Attığı her adımı ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesine göre belirleyen bir hükümet olarak ‘önce insan’ anlayışıyla bu meselenin de üstesinden gelmekte kararlıyız.
* Araçla veya yaya olarak trafiğe çıkan vatandaşlarımızı bir kez daha kurallara harfiyen riayet etmeye, can ve mal güvenliklerini tehlikeye atacak her türlü davranıştan uzak durmaya davet ediyoruz. Kazalarda ciddi mağduriyetler söz konusu. Bunun için de gerek devlet olarak 250 (bin lira) artı 50 (bin lira) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, bunun yanında firma, 250 (bin lira) de onların desteğiyle bu olayda hayatını kaybeden kardeşlerimizin ailelerine bu desteği sağlamış oluyoruz.
YÜKSEK ASKERİ ŞURA KARARLARI
* Son kabine toplantımızdan bu yana ülkemiz ve milletimizi ilgilendiren pek çok çalışma yaptık. Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerindeki terfileri görüşüp karara bağladık, ardından da görevlendirmeleri yaptık. Şanla, şerefle yürüttükleri görevlerini başarıyla tamamlayarak emekliye ayrılan tüm komutanlarımıza ülkemize olan hizmetleri dolayısıyla teşekkür ederim. Yeni rütbeleri ve görevleriyle ülkemize çok önemli hizmetlerde bulunacaklarına yürekten inandıkları subaylarımıza başarılar dilerim.
* Salgın döneminde şehir ziyaretlerimizi seyrekleştirdiğimiz için pek çok ilimize gitme imkanı bulamamıştık. Bir süredir hafta sonlarını mümkün olduğu kadar şehir ziyaretleriyle değerlendirmeye gayret gösterdik. Bu çerçevede 6 Ağustos’ta Kocaeli’ni ziyaret ettik, burada iş dünyasıyla bir araya geldik, toplu açılış töreninde vatandaşlarla buluşup hasret giderdik. Bizleri bağrına basan vatandaşlarımızla hasbihal etmenin yanında, yatırım tutarı 8,5 milyar lirayı geçen yüzlerce eserin de toplu açılış törenini gerçekleştirdik.
* Dünyanın en yaygın 6’ncı diplomatik misyonuna sahip ülkesi olarak, her yıl büyükelçileri ülkemizde bir araya getirerek kapsamlı istişareler yapıyor, beraber yeni hedefler belirliyoruz. Bu yıl, 2023 ve Ötesinde Akil ve Müşfik Türk Diplomasisi temasıyla düzenlenen toplantı dolayısıyla 8 Ağustos’ta büyükelçilerle geçmişten bugüne uzanan ve geleceği kucaklayan ufuk turu yaptık.
* ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek ifade ettiğimiz küresel yönetim sistemindeki değişimde ülkemizi hak ettiği yere çıkarma mücadelelerimizi diplomatlarla başarıya ulaştıracağız. Hüseyin Gazi Vakfı Dergahı’nda Alevi Bektaşi vatandaşlarımızla Muharrem orucunu açıp, muhabbet ettik. Türkiye’nin ve Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz canlarımızla önümüzdeki dönemde daha yakın, hasbi ve ortak değerlerimize odaklı çalışmalar yürüteceğiz.
DOĞALGAZ MESAJI
* Ülkemizin, dünyanın önde gelen deniz sondaj filosu sahibi bir ülke haline geldiğinin somut örneklerinden olan Abdülhamid Han Gemisini Mersin Taşucu’ndan Antalya Gazipaşa açıklarındaki görev yerine uğurladık. Karadeniz’de keşfettiğimiz 540 milyar metreküplük doğalgaz sevincimizi yeni müjdelerle taçlandıracağımıza inandığımız bu sondaj gemimiz aynı zamanda Akdeniz’deki haklarımızı ve çıkarlarımızı savunma idealimizin de bir sembolüdür. Bu güzel uğurlama töreninin ardından Akkuyu’daki nükleer santral inşaatımıza giderek incelemelerde bulunduk. İnşallah bu santralin ilk ünitesini önümüzdeki yıl devreye alarak ülkemizi enerjide dışa bağımlılıktan kurtarma yolunda yeni bir adım daha atacağız.
* Konya’da düzenlenen, 56 farklı ülkeden sporcuların katıldığı 5’inci İslami Dayanışma Oyunlarının açılışını yaptık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev başta olmak üzere çok sayıda devlet ve hükümet başkanının açılışına katıldığı İslami Dayanışma Oyunlarının, sporun, dostluğu ve kardeşliği birleştirici, bütünleştirici, tahkim edici vasfına katkıda bulunmasını diliyorum.
* Balkanlardaki dost ve kardeş ülkelerle yakın ilişkileri sürdürmeye, bölgede kırılganlığın arttığı bu dönemde özel önem veriyoruz. Bu kapsamda 10 Ağustos’ta Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile bir araya geldik. Eylülün ilk haftasında üç ülkeyi kapsayan Balkan turuna çıkacağız. Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor’u Türkiye’ye resmi ziyareti dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde misafir ettik.
* Ülkemizin sınırlı su kaynaklarını etkin ve verimli şekilde kullanmak için baraj inşasına özel önem veriyoruz. Son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız 605 yeni hidroelektrik santrali ile baraj sayımızı 703’e çıkararak bu doğrultuda önemli mesafeler kat ettik. Sulama ve içme suyu amaçlı barajlarla bu sayının 930’u bulduğunu da belirtmek isterim.
* Yaptığımız yatırımlar sayesinde ülkemizi hidroelektrik güç bakımından dünyada 9’uncu sıraya yükselttik. Su depolama kapasitemizi 180 milyar metreküpün üzerine çıkartarak hem kuraklığa hem de sel baskınlarına karşı önemli bir altyapı kurduk. Devlet Su İşlerimizin düzenlediği törenle 11 Ağustos’ta 34 hidroelektrik barajını daha hizmete alarak, bu alandaki gücümüzü daha da artırdık. Resmen hizmete aldığımız barajlarımızın bir kez daha ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
* İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nin 1 milyon kitap kapasiteli yeni kütüphanesinin açılışı 12 Ağustos’ta yapıldı. Türkiye’nin kütüphane atılımıyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapma imkanı bulduk. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içindeki Millet Kütüphanesi’nin ülke sınırlarını aşan prestiji de doğru istikamette gittiğimizi işaret ediyor.
* Geçen hafta Çorum ziyaretimizde, yatırım bedeli 3 milyar 263 milyon lirayı bulan eser ve hizmetlerin resmi açılışını yaptık, Sungurlu Organize Sanayi Bölgesi’nde inşasına başlanan çok önemli bir savunma sanayi projesinin temelini attık. Çorum’da, 6 milyarlık yatırımla yapılan üç ayrı fabrikanın ilk etabı 2023’te hizmete alınacak. Bu tesisler yılda 2 milyar liralık katma değer üreterek, cari açığın azalmasına 4 milyar lira katkıda bulunacak. Makine ve Kimya Endüstrisi şirketinin teknoloji ve bilgi birikimi desteği ile kurulan tesis her şeyiyle yüzde 100 yerli ve milli bir eser olacak.
* Nevşehir’de Hacı Bektaşı Veli’yi anma programına katıldık. Hünkarın ‘bir olalım iri olalım diri olalım’ tevhidini cem olduğumuz canlarla paylaştık. Hazreti Hünkarın ‘gelin canlar bir olalım’ çağrısına milletimizin, İslam aleminin ve dünyanın her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu bir dönemde Hacıbektaş’tan verdiğimiz mesajların tüm gönüllerde makes bulduğuna inanıyorum.
* Malezya Kralı Sultan Abdullah Ri’ayatuddin AlMustafa Billah Şah’ın Türkiye’ye resmi ziyaretini, iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi bakımından tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriyoruz. Dün akşam da ailece birlikte İstanbul’da bir arada olduk ve oradan da yine hem iki ülke arasında bundan sonra atacağımız adımların da müzakeresini birlikte yaptık.
“AMACIMIZ, PUTİN VE ZELENSKİ’Yİ BİR ARAYA GETİREREK KRİZİ KÖKTEN ÇÖZMEK”
* Dünyanın en önemli kriz başlığı olan RusyaUkrayna savaşının ülkemiz ile tüm insanlığı ilgilendiren sonuçlar doğuran etkileri devam ediyor. Türkiye olarak bu savaşın önce önüne geçmek, ardından da barışla sonuçlanması için her türlü gayreti gösterdiğimize herkes şahittir. Tahıl krizinin önüne geçecek mekanizmanın kurulması da yine bizim gayretlerimizle mümkün olmuştur.
* Dünya tahıl üretiminin üçte birinden fazlasını Rusya ve Ukrayna’nın gerçekleştirdiği göz önüne alındığında, sadece Ukrayna tahılının, ülkemiz üzerinden dünyaya gönderilmeye başlanması bile insanlık için başlı başına kritik bir gelişmedir. Ülkemizin RusyaUkrayna krizinde sergilediği dengeli, barışçı ve çözüm odaklı yaklaşımın önümüzdeki günlerde diğer alanlarda da müspet neticelere tahvil edilmesi için gayretlerimizi sürdürüyoruz.
* Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 5 Ağustos’ta Soçi’de bir araya geldik. Putin ile iki ülke ilişkilerini, bölgedeki diğer gelişmeleri ve Ukrayna savaşını görüşme imkanı bulduk. Ukrayna’da geçen hafta düzenlenen Üçlü Zirve’yi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile gerçekleştirdik. Amacımız inşallah uzak olmayan bir tarihte Sayın Putin’le Sayın Zelenskiy’i de ülkemizde bir araya getirerek, bu krizi kökünden çözecek yolu açmaktır.
* Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ı yarın misafir edeceğiz, çarşamba günü Müteahhitler Birliği’nin ödül törenine katılacağız. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile perşembe günü Ahlat’ta, cuma günü Malazgirt’te programlara katılacağız. Anadolu’yu bizlere vatan olarak bırakan ecdadımızı yad edeceğiz. Cuma namazımızı inşallah Malazgirt’te kılacağız. Diyanet İşleri Başkanımızın imametinde inşallah Cuma namazımızı orada ifa edeceğiz.
* Önümüzdeki haftanın ilk gününü de Büyük Taarruz’un 100. Yılının heyecanını Kütahya ve Afyonkarahisar’daki programlarda vatandaşlarımızla birlikte yaşayacağız. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda durmadan, duraksamadan, çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, mücadeleye kesintisiz devam edeceğiz.
“MANDACI İKTİSATÇILAR GÖRMEZDEN GELMEYE DEVAM EDİYOR”
* Ülkemiz son 20 yılda, kazandırılan güçlü altyapının üzerinde hem asırlara sari kayıplarını telafi etme hem de hedeflerine ulaşma yolunda kritik bir dönemeçten geçiyor. Bu seviyeye gelene kadar vesayetten terör örgütlerine, darbecilerden ekonomik tetikçilere kadar her türlü engelin karşılarına çıkarıldık, her türlü yol denendi. Milli iradenin üstünlüğünü tesis edip, vesayeti etkisizleştirmek, sınırlarımızın ötesine geçen harekatlarımızla terör örgütlerinin başını ezmek, darbecilere ülkeyi dar etmek suretiyle hamdolsun mücadelemizin önemli bir kısmını kazandık.
* Son dönemde ülke ve millet olarak bizi en çok zorlayan konunun faizkurenflasyon denklemi ile sınandığımız ekonomi alanı olduğu bir gerçektir. Dünyadaki gelişmeleri ve ülkemizin gücünü dikkate alarak ekonomimizi mahvetme tehdidi gibi açık ve alçak bir saldırıya maruz kaldığımız 2018’den itibaren bu alanda yeni programı hayata geçirmeye başladık.
* Ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme esasına dayanan bu programın teorik arka planının ve uygulamadaki mantığının anlaşılması vakit alıyor. Biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yapacağımızı gayet iyi bildiğimiz için bu tür tartışmalara kulak asmadan işimize baktık, ekonomide köklü bir dönüşümü adım adım hayata geçirdik. Bizim yıllar önce yaptığımız, önceliği istihdama ve üretime verme tercihine, bugün gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın da yönelmeye başladığını görüyoruz.
* Elbette ‘mandacı iktisatçılar’, programı kötülemek için hâlâ dünyadaki örnekleri görmezden gelmeye, verilerin yarısını anlatıp diğer kısmının üzerini örtmeye, yatmaya devam ediyor. Akıl ve vicdan sahibi iktisatçılarımız ise detaylara ilişkin kimi eleştirilerini söylemekle birlikte, programımızın mantığını ve amacını biraz mahcup ifadelerle olsa da takdir ediyor.
* İktisat teorileri ve uygulamaları, fizik ve matematik bilimleri gibi her yerde geçerli kuralları, formülleri, denklemleri yok, bu alana ilişkin teori ve uygulamalar, ülkelerin, toplumların şartlarına, kültürüne, birikimine, kabiliyetine ve gücüne göre değişiklik gösterir. Bir ülkede başarılı olan bir model diğerinde de aynı sonucu vereceğinin garantisi yoktur.
* Kendi eğitimlerine ve donanımlarına göre ülkemizde ısrarla belirli iktisat modellerinin uygulanmasını isteyenlerin fanatizmi, akılcılıklarından değil, tembelliklerinden veya gerideki başka çıkar ilişkilerinden kaynaklanır. Biz bu hakikatleri bildiğimiz için birilerinin ne dediğine değil, ülkemizin neye ihtiyacı olduğuna, milletimize verdiğimiz sözleri nasıl yerine getirebileceğimize bakıyoruz.
“BÜTÜN DÜNYA YÜKSEK ENFLASYON GERÇEĞİ İLE BOĞUŞUYOR”
* Bugün dünya yüksek enflasyon gerçeği ve işsizlik tehdidiyle boğuşuyor. Türkiye ise kendi ekonomik modeli sayesinde tarihinin en yüksek üretim, ihracat ve istihdam seviyelerine ulaşarak bu iki tehditten asıl yıkıcı olanın üstesinden gelmeyi peşinen başarmıştır. Enflasyon rakamlarımızın nominal olarak çok yüksek seyretmesi elbette üzüntü vericidir ama burada asıl dikkat edilmesi gereken enflasyon düzeyinin genel ekonomi üzerinde yol açtığı sonuçlardır.
* Biz enflasyon rakamlarının insanlarımızın hayatındaki olumsuz etkilerini her kesimin gelir seviyesini yükselterek bertaraf etmeye çalışırken, aynı zamanda enflasyonu düşürecek tedbirleri de alıyoruz. Buna karşılık uzunca bir süredir enflasyonsuz ekonomik iklimde yaşamaya alışmış ülkelerde bizimkiyle mukayese edildiğinde daha küçük gözüken oranların etkileri, çok daha derin ve yıkıcı hissediliyor.
* Ülkemizde yaklaşık 1 yıldır yaşadığımız yüksek enflasyonu 1994 ve 2001 krizleriyle karşılaştırmak sadece bize değil, vatandaşlarımıza da yapılmış büyük bir haksızlık olur. Çünkü bugün yaşadığımız enflasyon, bütçe ve işsizlik kaynaklı değil, küresel gelişmelerin tetiklediği dengesiz fiyat hareketlerinin sonucudur. Yani maliyet odaklı enflasyondur.
* Fiyatların artması istenmeyen bir durum olmakla birlikte, bütçenin güçlü, üretimin dinamik, istihdamın yüksek olduğu bir ortamda üstesinden gelinmesi mümkün bir sorundur. Geçmişte ülkemizi, dünyanın pek çok yerinde yapıldığı gibi, finansal dalgalanmalar ve varlık hareketleri üzerinden soymayı alışkanlık haline getirenler, bizi aynı yola sokmak için canhıraş bir gayret içindedirler ama ülkemiz büyük ve güçlü Türkiye hedefi doğrultusunda ekonomide kendi yolunu çizmiştir ve bu istikamette kararlılıkla yürümektedir.
FAİZ MESAJI
* Türkiye’nin ihtiyacı faizi yükseltmek değil, yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve cari fazlayı artırmaktır. Gelişmiş ülkelerdeki bizden daha derin farklar içeren politika faizleri ile enflasyon oranları arasındaki ilişkiye hiç bakmayıp, Türkiye’deki durumu felaket tellalı edasıyla anlatanların niyetleri başkadır. Bugünkü ekonomi programımızı 10, 15, 20 yıl, belki bu cesaret ve kararlılıkla uygulayamayabilirdik. Çünkü o dönemlerde siyasi ve askeri gücümüz gibi ekonomik altyapımız da henüz böyle bir politikayı destekleyecek seviyede değildi ama bugün Türkiye, her alanda bir başka ligin, bir başka dünyanın oyuncusudur.
* Kendi krizlerinin yükünü azaltmak için ülkemizin politikasına benzer ve hatta daha ileri adımlar atan gelişmiş ülkeler var. Aynı ülkelerdeki kimi çevrelerin, Türkiye gibi potansiyellerini en üst seviyede kullanmaya başlayan yerlere karşı eski politikaları dayatmaları ise iyi niyetlerinden değil, kendi çıkarlarının derdine düşmelerinden kaynaklanıyor.
“O ESKİ TÜRKİYE ARTIK GERİDE KALDI”
* Hiç kimse kusura bakmasın, o eski Türkiye artık geride kaldı. Tıpkı güvenlik, enerji, sanayi politikaları, sosyal politikalar gibi ekonomi politikamızı da kendi ihtiyaçlarımıza ve çıkarlarımıza göre belirlemeyi sürdüreceğiz. Son 20 yılda yapılan her eğitim, sağlık, ulaştırma, enerji, tarım, teknoloji yatırımı bugünler içindi. Bu yatırımları küresel finans baronlarına daha çok kaynak aktarmak için değil, kendi vatandaşlarımızın hayat seviyesini yükseltmek, geleceğini güçlendirmek için yaptık.
* Bugüne kadar 650 milyar dolarlık yatırımla Türkiye’deki konut alt yapısının üçte ikisine yakınını yeniledik. Bugüne kadar 184 milyar dolara yakın yatırımla, Türkiye’nin ulaşım alt yapısını, kendisinin ve bölgesinin ihtiyaçlarını karşılayacak hale getirdik, bugüne kadar 250 milyar dolarlık yatırımla ülkemizin yollarında dolaşan taşıtları yeniledik, çoğalttık.
* Türkiye’nin kurulu enerji gücü de bugüne kadar 100 milyar doların üzerinde yatırımla hedeflere uygun seviyeye çıkarttık. Bugüne kadar sanayicilerimiz, 1,5 trilyon dolarlık yatırımla makine ve ekipman altyapılarını yenilediler ve güçlendirdiler. Diğer alanlarla birlikte toplamda 3,5 trilyon dolarlık yatırımla her alanda ülkemizi bugünlere hazırladık. Şimdi bu emeklerin, bu çabaların, bu fedakarlıkların, bu gayretlerin neticesini alma vaktidir.
* Şimdi tüm unsurlarıyla büyük, güçlü, müreffeh, özgür Türkiye’yi hızla inşa etme vaktidir. Bizden sonraki nesle bırakacağımız en büyük miras olan 2053 vizyonumuzu şekillendirme vaktidir. Çevreden ulaştırmaya, enerjiden sanayiye, tarımdan konuta kadar pek çok alanda bu vizyonun sütunlarını da yükseltmeye de başladık. Hiç kimsenin, siyaset mühendislikleri ile sinsi tuzaklarla naftalin kokulu sosyal gerilim projeleriyle bizi bu hedefe ulaşmaktan alıkoymasına izin vermeyeceğiz.
* Yeni ekonomi modeli çerçevesinde istihdama, üretime, ihracata odaklanmayı sürdüreceğiz. Türkiye’nin yeniden yarım asrı aşkın süredir oynanan oyunlarla sıcak para sömürgesi haline dönüştürülmesine rıza göstermeyeceğiz. Bizim ekonomi modelimizde yatırım yapan kazanacak, çalışan kazanacak, ticaret yapan kazanacak. Bunların hasılasıyla da devlet kazanacak, bütçe kazanacak. Hükümete geldiğimiz günden beri üzerinde titizlikle durduğumuz bütçe disiplininden bundan sonra da asla taviz vermeyeceğiz.
* Ülkenin kazancını devletin kazancına dönüştürüp, bunu da millete eser olarak, hizmet olarak, destek olarak aktarma kararlılığımızdan en küçük bir geri adım atmayacağız. Büyümeden, istihdam ve ihracata, bütçe gerçekleşmelerinden küresel ticaretten aldığımız paya kadar tüm rakamlar ekonomi programımızın öngörülerine uygundur. Vatandaşlarımızdan ve iş dünyamızdan tek ricam, kendi ülkelerine ve dolayısıyla kendi paralarına güvenmeleridir.
TÜRK LİRASI ÇAĞRISI
* Tasarrufları Türk Lirasından yaparken, döviz ve altın gibi alternatiflerdeki kazanımlara karşı koruyacak her türlü mekanizmayı oluşturduk. Artık hiç kimsenin sadece parasının değerinden endişe ederek, dövize ve altına yönelmesi için sebep kalmamıştır. Tasarruflarını hala döviz ve altında tutan vatandaşlarımızı, buralardaki kazançlarını da garanti altına alan Türk Lirası mevduatlara dönmeye davet ediyorum.
“HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ! GEMİ SU ALARAK BATARSA HEPİMİZ BOĞULACAĞIZ”
* Kendi alın terimizle, kendi kaynaklarımızla kazandığımız parayı dövizde tutarak başkalarının değirmenine su taşımaya, altında tutarak hareketsiz bırakmaya hiçbirimizin hakkı olmadığına inanıyorum. Unutmayınız, hepimiz aynı Türkiye gemisinin içerisindeyiz, bu gemi hızla yol alırsa kazanan hepimiz olacağız. Bu gemi güvenlik gibi, ekonomi üzerinden açılan deliklerinden de su alarak batarsa hepimiz boğulacağız.
* Kamu finans kuruluşlarından, iş dünyası ve vatandaşları desteklemek için verilen düşük maliyetli Türk Lirasını dövize ve altına yatırmak, Türkiye gemisinde delik açmak anlamına gelir. Devletin üretimi ve istihdamı teşvik etmek için sağladığı kolaylıkları amacı dışında kullanmak Türkiye gemisinde delik açmak demektir. Evine, arsasına, arabasına, stoktaki malına, verdiği hizmete, sattığı ürüne, enflasyonla ve girdi maliyetleriyle izahı olmayan fiyatlar koyarak piyasanın dengesini bozmak Türkiye gemisinde delik açmak demektir.
* Sırf paradan para kazanmak adına yapabileceği yatırımı yapmamak, çalıştırabileceği işçiyi çalıştırmamak, üretebileceği ürünü üretmemek, satabileceği malı satmamak Türkiye gemisinde delik açmak demektir. Biz görünen ve görünmeyen yönleriyle tüm bu gelişmeleri harfiyen takip ediyoruz. Tespit ettiğimiz sorunların çoğunun hukuki değil ahlaki temelli olduğunu gördüğümüz için kimi yerde kamunun alternatif imkanlarını kullanarak, kimi yerde ikazlarımızı yaparak çözüm yolları arıyoruz.
* Mesela bu çerçevede piyasa denetimlerini sıklaştırdık. Gıdadaki dengesiz fiyat artışlarına karşı kooperatif marketleri devreye soktuk. Dövize ve altına yönelen kredi akışlarının önünü kestik. Çay, fındık, buğday, arpa ve üzüm gibi tarım ürünlerine üreticilerimizin alın terinin hakkı olan alım fiyatları verdik, veriyoruz.
MISIR ALIM FİYATI BELLİ OLDU
* Bu vesileyle mısır üreticilerimize bir müjde vermek istiyorum.Toprak Mahsulleri Ofisimiz, hasat dönemi yaklaşan mısır alım fiyatını, destek hariç, ton başına 5 bin 700 lira olarak uygulayacaktır. Mısır alım fiyatının üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
* İşçiden memur ve emekliye kadar her kesimin ücret artışlarını yüksek tuttuk, düşük gelirli kesimlerin konut ihtiyacını karşılamak için 13 Eylül’de ayrıntılarını açıklayacağımız yeni bir atılımı da başlattık. Otomobil piyasasındaki oyunları bozacak bazı tedbirleri aldık. Gelişmelere göre yeni tedbirler alacağız.
* İstihdamı, temel iş gücü eğitiminden uzmanlığa kadar her seviyede destekliyoruz. Kamu çalışanlarını ek gösterge meselesinde, sağlık çalışanlarının özlük hakları beklentilerine kadar pek çok konuyu çözdük. Gençlerimizin umutlarını güçlendirecek her adımı atıyoruz. Bu çerçevede, öğrencilerimizin stajlarını İnsan Kaynakları Ofisimiz bünyesinde kurduğumuz Ulusal Staj Programları ile objektif kriterle gerçekleştirebilmesini sağladık.
* Bu yıl 100 bini aşkın öğrencinin yararlandığı ulusal staj programını daha da geliştirdik, ayrıca gençlerin üniversite ve bölüm tercihlerini yaparken daha isabetli karar vermelerine yardımcı olmak amacıyla danışman bilgi sistemini devreye aldık. Üniversiteden mezun olan gençlerin kamu ve özel sektörde donanımlarına uygun iş bulabilmelerini sağlamak için kurulan kariyer merkezlerinin kapasitelerini güçlendirdik. Kamudaki işe alımlarda da kariyer kapısı platformu üzerinden, fırsat eşitliği, şeffaflık ve kullanım kolaylığı esasına dayalı hizmetin sunuluyor.
YİNE SABIR VE DESTEK İSTEDİ
* Hangi alana mercek tutarsak tutalım, her konuda mevcut kazanımlarına sahip çıkarak ülkemizi daha ileriye taşıyacak, tabii halihazırda yaşadığımız sıkıntıları da çözecek çalışmalar içindeyiz. Hazine ve Maliye Bakanımız ve ekibi başta olmak üzere ekonomiyle ilgili tüm kurumlarımız güçlü koordinasyon içinde sorumluluklarını yerine getiriyor.
* İnşallah önümüzdeki yılın ilk aylarından itibaren hayat pahalılığıyla mücadele başta olmak üzere ekonomi programımızın olumlu etkileri daha ileriye götürülecek ve bu konuda kararlılığımız ispatlanacaktır. Vatandaşlarımızdan sadece sabır ve destek istiyoruz.
“YARDIMCI KAYNAK KİTAPLAR DA ÜCRETSİZ OLACAK”
* 12 Eylül Pazartesi günü başlayacak 20222023 eğitim öğretim yılına hazırlıklarımız yoğun şekilde devam ediyor, son 19 yılda kesintisiz şekilde sürdürülen ücretsiz ders kitaplarının basımı ve dağıtımı tamamlandı. Eskiden parayla kitap alınamıyor, bulunamıyordu. Üst sınıflardaki ağabeylerimizden teksir notlarını bile satın alamıyorduk. Şimdi kuşe kağıtta basılı kitaplar ücretsiz şekilde, her eğitim öğretim yılının başında, sıraların üzerinde öğrencilerin önüne koyuluyor.
* Bu yıl bir iyileştirme daha yaparak ders kitaplarının yanı sıra yardımcı kaynakları da öğrencilerin masalarında ücretsiz hazır edeceğiz. Dağıtılan yardımcı kaynak tutarı bu yılkilerle 130 milyonu buluyor. Milli Eğitim Bakanlığımız tüm okulların temizlik, kırtasiye küçük onarım ve atölye gibi ihtiyaçlarına yönelik bütçeleri bu yıl doğrudan okullara gönderdi. Temizlik işlerinde çalışacak 60 bin kişi de okulların açılmasıyla görevlerine başlayacak.
* Temel eğitimde 10 bin okul projesi kapsamında 3 milyarlık bütçe kullanarak okullarda çok önemli iyileştirmeler gerçekleştirdik. Okul öncesi eğitimin de yapımı tamamlanan yaklaşık 1200 yeni anaokuluyla güçlendirildi, yıl sonuna kadar bu sayı 3 bine tamamlanacak. Bu nedenle 1 Eylül’de atamaları yapılacak 20 bin öğretmenin 7 bin 500’den fazlası okul öncesi öğretmenliğe tahsis edildi.
* Eş durumu ve benzeri taleplerle özür tayinine müracaat eden öğretmenlerimize, başvuruların istisnasız tamamının karşılandığı müjdesini de vermek istiyorum.
BAŞÖĞRETMENLİK AÇIKLAMASI
* Öğretmen Meslek Kanunu ile uzman ve başöğretmenlik kadrolarına 614 bin 446 başvuru yapıldı. Bu öğretmenlerimizin büyük bölümü gerekli eğitimleri tamamladılar. Yüksek lisans ve doktora yapmış olan 90 bine yakın öğretmenimiz yapılacak sınavdan zaten muaflar. Diğer öğretmenlerimize, ‘sınavı boykot çağrısı’ yapılmasını en başta milli iradenin tecelligahı olan Meclis’imize saygısızlık olarak görüyoruz. Daha önce de öğretmenler arasında ayrımcılık yaparak, onlara hakaret edenlerin bu konudaki gayretlerinin ciddiye alınacak tarafı yoktur. Uzman ve başöğretmenlik sınavına girecek öğretmenlere başarılar dilerim.
“MAĞDURİYETE YOL AÇAN MALPRAKTİS SORUNU ÇÖZÜLDÜ”
* Sağlık çalışanlarına, 14 Mart Tıp Bayramı’nda verdiğimiz sözlerin hepsini de birer birer yerine getirdik. Sağlık kurumlarında çalışan personele yönelik saldırıları katalog suçlar kapsamına alan kanun değişikliği yapıldı. Mesleki Sorumluluk Kurulu oluşturularak hekimlerin mağduriyetine yol açan malpraktis sorunu çözüldü, döner sermaye ek ödemesi uygulaması, üniversite hastaneleri dahil tüm sağlık kuruluşlarına yaygınlaştırılacak.
* Hekimlerin emekliliklerinde hak kaybına yol açan bordro sistemindeki düzenlemeyi, 2008 sonrasını kapsayacak şekilde tamamladık. Sağlık kuruluşlarındaki uzman hekimlerin hastalara daha fazla vakit ayırabilmeleri ve daha kaliteli hizmet sunabilmeleri amacıyla 85 bin yardımcı personel kadrosu açtık.
* Hastanelerin hasta yükünü azaltan aile hekimlerinin temel ücretlerini de hasta yüküne orantılı modelle yeniden düzenledik. Türkiye’nin en köklü sağlık reformlarını hayata geçirdik. Son dönemde şikayete konu olan sorunların tamamını da çözüme kavuşturmuş oluyoruz.
KIRSAL KALKINMA PROGRAMI AÇIKLAMASI
* Bilindiği gibi Kırsal Kalkınma Programı’nın 11’inci çağrısı için projeler alınmaya devam ediyor. Programın kalan bütçesinden faydalanacak üretici sayısını artırmak amacıyla destek için gereken puan seviyesini 65’ten 30’a düşürüyoruz. Böylece 4 binin altında kalan desteklenecek proje sayısını 7 bin 714’e, yatırım tutarını da 5,5 milyar lirası hibe olmak üzere 10 milyar liraya yükselttik. Bu kararın da ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”
Sözcü