Hendek ilçesi Yukarıçalıca Mahallesi mevki’inde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020’de saat 11.15’te meydana gelen ve yaklaşık 50 kilometre mesafeden, kentin birçok noktasından duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybederken, 127 kişi yaralanmıştı.
Konuya ilişkin davanın 2'nci duruşmasının 3'üncü günü, Ferizli ilçesindeki yeni cezaevi kampüsünde bulunan Sakarya Ağır Ceza Mahkemeleri Duruşma Salonu’nda görülmeye başlandı. Davanın bugünkü duruşmasında ise müştekiler dinlendi.
“DÜĞÜNÜ HAYAL EDİYORDUM”
Patlamada hayatını kaybeden işçi Halis Yılmaz’ın (26) kardeşi M.N.Y., “Saygınlıktan bahsediliyor, özgürlükten bahsediliyor, bu işin doğasından bahsediliyor. Hiçbir işin doğasında ölüm yoktur. Benim ağabeyim 26 yaşındaydı. Ben ağabeyimin düğününü hayal ederken, bir yıldan beri toprağına çiçek dikiyorum. Bu insanlar 7 kişinin ölümüne sebep oldu. Babamın da dediği gibi; biz sadece ağabeyimi kaybetmedik, bütün ailemizi kaybettik” dedi.
“KARDEŞİMİZİ ASLA SATMAYIZ”
Patlamada hayatını kaybeden bir diğer işçi Sebahittin Tepeçınar'ın kardeşi K.C. ise şu ifadeleri kullandı:
*Pandemi döneminde muskaların kağıtlarını eve gönderiyorlardı. Ağabeyim bana da getiriyordu. Bu 2 hafta sürdü. Artık kağıt getirmemeye başlayınca, ağabeyime bunun sebebini sordum.
*O da bana, Y.C’nin kendisine, ‘Aldığın kadar kağıdı geri getiriyorsun değil mi? Siz şerefsizsiniz yaparsınız’ demiş. Saygın bir iş adamı olduğunu söyleyen Y.C. bence bir seri katildir. Fabrikada çok usulsüzlük var. Fabrika sahipleri mağdur olduğunu söylüyor. Siz mağdursanız biz neyiz? Benim ağabeyim 3 parça halinde geldi ve birleştirildi.
*Polis bile eğitim almadan bombaya yaklaşmıyor ama fabrika çalışanlar eğitim almadan bütün işleri yapıyor. Her geçen gün çalışan kadın sayısı artıyordu. Ben fabrikada çalışmıyorum. Evde muskaların kağıtlarını yaptım. Şikayetçiyim. Ağabeyime ‘hırsızsın’ demenin mantığını merak ediyorum. 10 gün önce bize kendi avukatlarıyla 500 bin lira teklif edip davadan vazgeçmemizi istediler.
*Bizde yengemin çalıştığını, o parayla geçinebileceğimizi söyledim. Kardeşimizi asla satmayız. Benim diğer ağabeyim korona virüs nedeniyle öldü. Bize nasihati ise ‘Bu davanın peşini bırakmayın’ oldu.
“KARDEŞİM, ‘BİR GÜN PATLAYACAĞIZ AMA NE ZAMAN?’ DEMİŞTİ”
Sebahittin Tepeçınar'ın ablası H.G. de 9 aydır karşılarında bir muhatap göremediklerini belirterek şu ifadeleri kullandı;
*Acılarımızı kendi ailemiz ve ölenlerin aileleriyle paylaştık. Ben 2 ay orada çalıştım. Bir hafta içerisinde ayaklarım su çektiği için orada hastalandım. Bu 2 ay içerisinde 1 kere denetleme oldu.
*Ben burada kimsenin hakkına girmiyorum, yaşadıklarımı anlatıyorum. Denetlemeciler ön kapıdan girip, arka kapıdan çıktılar. Orada çaylarını içip gittiler. Patlamadan birkaç gün önce muhabbet ederken kardeşime, ‘ne bu hal?’ dedim. Bana, ‘3 aydır bütün fabrikalar durdu.
*Biz çalışıyoruz depolar, doldu. Bir gün patlayacağız ama ne zaman?’ dedi. Kimsenin hakkını istemiyorum. Ben 4 ay içinde 2 tane kardeşimi kaybettim. Kardeşimin ölümüne sebep olan katiller en büyük cezayı alsın.
*Bu fabrika oyuncak fabrikası olarak geçiyordu. Buraya oyuncak fabrikası diye ruhsat veren en tepeden, en aşağıya herkesten şikayetçiyim. İHA