Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, boğaz turunun ardından rotasını Kağıthane’ye çevirdi. Sanayi Mahallesi ve Çeliktepe üzerinden Gültepe’deki halkla buluşmaya yol alan İmamoğlu’na vatandaşlar sevgi gösterilerinde bulundu.
Yüzlerine İmamoğlu maskesi takan gençler, rota boyunca seçim otobüsünün peşinden koştu. Bu sırada ilginç görüntüler oluştu. Kimi vatandaşlar İmamoğlu’na çiçek verirken, kimileri de otobüsün camlarından seçilmiş İBB Başkanı’nın ellerini tutabilmek için birbirleriyle yarıştı.
”ÜLKENİN HUZURU VE BARIŞI İÇİN DUA EDELİM”
İmamoğlu’nu, Gültepe Ortabayır’da ellerinde Türk bayrakları bulunan binlerce coşkulu vatandaş karşıladı. İmamoğlu, konuşmasına, ”Ekrem Başkan” sloganı eşliğinde başladı. İmamoğlu konuşmasını yapacağı sırada işitme engelli vatandaşlardan tercüman talebi geldi. Bunun üzerine bu dili bilen bir vatandaş seçim otobüsünün üzerine alındı. ”Ramazan’ın sonlarına geldik” diyen İmamoğlu, ‘Yarın Kadir Gecesi. Kadir Geceniz mübarek olsun. Bu ülkenin barışı, huzuru için dua edelim lütfen. Özellikle bugün, Kuzey Irak’ta, terörle mücadele eden tüm askerlerimize buradan minnet duygularımızı sunuyorum. Sağ olsunlar, ayaklarına taş değmesin. Onları, Allah’ım korusun inşallah. İstanbul’un ve ülkemizin mutluluğu için hep birlikte çaba gösteriyoruz. İlk başladığım andan itibaren, ‘Bağırma, çağırma kalmayacak. Ben, bu kente sevgi dilini anlatacağım. Siyaset ahlaklı bir şekilde yapılacak. Asla bu yoldan vazgeçmeyeceğim’ dedim. dedim. Sizi mahcup etmediğimi düşünüyorum. Ben bu sevgi dilini kullandıkça, onlar bana sözüm ona, dili kötüye alışmış kötü alan, bana ”sevgi pıtırcığı” diyor. Sanki kötü bir şeymiş gibi. Evet, sevgi pıtırcığıyım ne olacak? Siz, ne işe yararsınız bilmem ama ben, sevgiyi temsil etmek istiyorum. Sevmek ayıp mı Allah aşkına? Eğer halka sevgiyi verirseniz, o kadar güzel karşılık alırsınız ki, bu inanılmaz bir keyif olur” diye konuştu.
”BİZ ANADOLU İNSANIYIZ”
Hiç kimseyi ayırt etmediğini ifade eden İmamoğlu, ”Bu ülkenin 82 milyon insanı var. Ben, ayırt etmeden, oy veren, vermeyen demeden hepsini seviyorum. 16 milyon İstanbulluyu da seviyorum. Dışarıda tuttuğum bir kişi bile yok. Bu güzel ülkenin, güzel insanlarıyla sevgi dili konuşmayanlar düşünsün. Yunus Emre ne demiş? ‘Maharet güzeli görebilmektir / Sevmenin sırrına erebilmektir / Cihan alem bilsin ki / En büyük ibadet sevebilmektir’. Burası Anadolu. Bu Anadolu’da, Yunus Emreler’den, Hacı Bektaşı Veliler’den, Mevlana’dan beslenen bir insanın sevgi dilinden başka bir dil konuşması mümkün değil. Allah hiç kimseyi sevgi, saygı yolundan ayırmasın. Geçen günlerde bir olay üzerinden bazıları akıl veriyor. Diyorlar ki, ‘İnsanlara dokunma.’ Ya biz Anadolu insanıyız. İnsanımıza dokunuruz. Bebeğimizin elinden tutar, öperiz. Sevgimizi böyle gösteririz. Bizim dilimizden siz rahatsız oluyor musunuz? Elbette ki saygı çerçevesinde bir annemize, bir gencimiz bir küçüğümüze nasıl dokunacağımızı bilerek, onlara sevgimizi ve saygımı hissettirmeye çalışıyorum. Bundan da hiç vazgeçmeyeceğim” dedi.
”İSTANBUL’U VERMEM DE VERMEM!”
Ekonomik sıkıntılardan, işsizlikten söz eden İmamoğlu, ”Referandumdan önce de Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce bol bol vaatlerde bulundular. Ne olacaktı? Ekonomi tavan yapacaktı. Ne oldu? Sadece son 8 ayda, 1,5 milyon işsiz kaydı yapıldı. 8 ayda bu ülkenin bu kadar ocağı yanıyorken, sıkıntı çekiyorken, ekonomisi kötüye giderken, tutturdular, ‘İstanbul’u vermem de vermem!’ Millet alacak kardeşim, alacak. Zaten aldı, bir daha alacak. Kimin malını kime vermiyorsun? Belediye kimin kardeşim? Milletin. Bunu demokrasiyle ders verir gibi, bunlara öğreteceğiz” dedi.
”DERDİMİZ BİR AVUÇ İNSANLA”
İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: ”Ben, bu milletin parasını, yine millete dağıtacağım, bir avuç insana değil. Az günümüz kaldı. Sizden bazı sözler almak istiyorum. Bizim derdimiz bir avuç insanla, milletle değil. Herkesle güler yüzlü konuşun, sohbet edin ama asla münakaşa etmeyin. Seçim günü okulda, sandıkta, ilçede, ilde tedbir alacağız. Hatta, o demokrasiyi katleden YSK da bile tedbir alacağız. Size komşularınıza, hemşehrilerinize söylemek üzere bir söz söylemek istiyorum. Öncelikle bilin ki, mutlaka ve mutlaka önümüzdeki seçimi milletçe kazanacağız. Benden size emanet bir söz var. Bunu gittiğiniz her yerde söylemenizi istiyorum: Her şey çok güzel olacak. Sizi çok seviyorum…”