Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) öğrencileri kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti protesto etmek için rektörlük önünde bir araya geldi.
Öğrenciler sık sık “koruma aklama failleri yargıla”, “kadın cinayetleri politiktir”, “AKP elini çocuklardan çek” sloganlarını atarak son günlerde yaşanan kadın cinayetlerine tepki gösterdi.
Rektörlük önünde yapılan açıklamada “Devlet kadınları korumuyor” denildi. Öğrencilerin açıklaması şu şekilde:
"AYBÜ’lü öğrenciler olarak bugün burada yıllardır maruz kaldığımız ayrımcılık ve şiddete karşı ses çıkarmak için toplandık.
4 Ekim günü Semih Çelik isimli katil tarafından 2 kadın arkadaşımızın katledilmesiyle birlikte, son 1 haftada 5’ten fazla kadın, erkekler tarafından öldürüldü.
Sokak ortasında 2 erkek, bir kadın arkadaşımıza cinsel saldırı girişiminde bulunmasına rağmen serbest bırakıldıktan sonra sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine tutuklandı. Ne yurtlarda ne sokaklarda güvende değiliz. Devlet kadınları korumuyor.
Yıllardır kadınlar boşanmak istedikleri erkekler tarafından öldürülürken her kadının başına bir polis mi dikelim diyenler bugün yaşadığımız şiddetin sorumlusudur. Bizler yıllardır bu ülkede bir savaş varmışçasına katledilirken 35 tarikatın desteğini almak uğruna İstanbul Sözleşmesi'ni feshedenler, bu düzenin failleridir.
Kadınların katili 6284’nolu kanunu uygulamayanlardır. Kadınların katili cezasızlık politikaları ile suç makinesi erkekleri toplum içine bırakanlardır. Bu ülkede defalarca şikâyetçi olmasına ve devletten koruma talep etmesine rağmen öldürülen kadınlar varken ‘kadın beyanı esastır’ ilkesi erkekleri mağdur ediyor saçmalığını yayanlar, yaşadığımız şiddeti besleyenlerdir.
Ağustos ayında bir köyde kaybedilen ve katledilen Narin'i koskoca devlet haftalarca bulamazken iktidarın bir vekili çıkıp fail olan aileyi dost ilan etti. Bu ülkede Narin’in, Leyla’nın, Rabia Naz’ın ve nice çocuğun hayatlarını çalanlar, Ensar vakfında 45 çocuğa cinsel istismarda bulunulduğunda ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyenlerdir.
Bugün yaşadığımız her ayrımcılıktan ve şiddetten, defalarca yapılan şikâyetleri kale almayan ve uzlaştırmaya çalışan kolluk da sorumludur. Katil ve tecavüzcü erkeklere her türlü sebepten haksız tahrik indirimi uygulayıp da öz savunma yapan kadınları hapseden erkek yargı sorumludur. Bu erkek yargı yılladır cezasızlık politikaları ile iktidar tarafından ilmek ilmek örülmüştür. Erkek şiddetini her fırsatta meşrulaştırmanın yollarını üreten AKP iktidarı, biz kadınlardan isyan etmeyip yas tutmamızı bekleyerek her 8 Mart’ta her 25 Kasım’da yolları kapatmış ve tecavüzcülere kurmadığı barikatları bizlere kurmuştur. Bizleri sömürüldüğümüz, şiddet gördüğümüz hatta öldürüldüğümüz o kutsal saydıkları aileye, evlere hapsetmek üzerine politika üretmişlerdir.
Maruz bırakıldığımız ayrımcılık ve şiddet karşısında yasta değil isyandayız. Yıllardır kadınlara, LGBTİ+lara ve çocuklara şiddeti ve ölümü reva gören erkek şiddet düzenini kabul etmedik, etmeyeceğiz. Anneden kızına geçer dedikleri kaderi biz kadınlar baştan yazacağız. Öfkemizi örgütleyip bizlere dar edilen sokakları aydınlığa çıkaracağız. Hayatları çalınan tüm kadınların hesabını soracağız.
Buradan tüm kadınlara sesleniyoruz. Asla yalnız değiliz. Bu düzenin bizleri mahkûm ettiği korku atmosferinde sıkışıp kalmayacağız. Öfkemiz bu düzeni değiştirecek! Yaşasın feminist mücadelemiz."
BirGün