CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, TELE1’de yayımlanan Türkiye’nin Geleceği programına bağlanarak, Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de görülen davasında yaşanan gelişmeleri ayrıntılı şekilde aktardı. Çelik, duruşma salonundaki koşulları eleştirirken, davanın hukuki değil, siyasi bir süreç olduğunu söyledi.
Çelik, duruşma için yalnızca 15 kişilik küçük bir salon tahsis edilmesini ve bunun yarattığı kaosu sert sözlerle eleştirdi. Salona yalnızca sınırlı sayıda kişinin alındığını belirten Çelik, "Yüzlerce avukat, milletvekilimiz, belediye başkanlarımız ve Genel Başkanımıza destek olmak için gelenler dışarıda kaldı. Böyle bir rezaleti ilk defa görüyorum," dedi.
Hakime ve başsavcıya yapılan salon değişikliği taleplerinin reddedildiğini ifade eden Çelik, “Genel Başkanımızın söylemlerinden çekindikleri için bu yöntemi bilinçli bir şekilde uyguladılar. Bu, adalet sisteminin ne kadar siyasallaştığını gösteriyor," ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun savunmasını tarihe geçecek bir manifesto olarak niteleyen Çelik, savunmanın başlangıcına dikkat çekti: “Ben buraya kendimi savunmaya değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim.” Çelik, bu ifadelerin duruşma salonunda büyük bir etki yarattığını ve Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının Erdoğan’a yönelik yolsuzluk iddialarını açıkça dile getirdiğini vurguladı.
Çelik, "Genel Başkanımız hiçbir şekilde geri adım atmadı. Erdoğan ve yakın çevresine yönelik somut delillere dayalı eleştirilerini sürdürdü. Hem ülkemizdeki yolsuzluk gerçeğine hem de Türkiye'nin içinde bulunduğu yoksulluk ve göçmen politikalarına değindi," dedi.
Davaya ilişkin süreci detaylandıran Çelik, 2015-2017 yıllarında Kılıçdaroğlu’nun yolsuzluk iddialarına yönelik eleştirilerinden dolayı beş farklı şehirde açılan davaların Mersin’de birleştirildiğini söyledi. Çelik, "Dava dosyası 11 yıl 8 ay hapis cezası talebiyle devam ediyor," diyerek cezanın ağırlığına dikkat çekti.
Çelik, Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerinin dayanağının somut kanıtlar olduğunu belirtti ve "Sıfırlama tapeleri, o dönem kamuoyuna yansıyan konuşmalar, Erdoğan’ın yolsuzluk iddialarıyla ilgili belgeler savunmamızın temelini oluşturuyor," ifadelerini kullandı. Bu bağlamda uluslararası bilirkişi raporlarını mahkemeye sunduklarını da ekledi.
Türk Ceza Yasası’nın 127. ve Anayasa’nın 39. maddelerine dayanarak ispat haklarını kullanacaklarını belirten Çelik, "Tapeler, Erdoğan ve yakın çevresinin yolsuzluklarını gösteren kanıtlardır. Bu tapelerin doğruluğunu uluslararası bilirkişi raporlarıyla mahkemeye sunduk. Ayrıca mahkemenin kendi bilirkişi incelemesi yapması gerektiğini düşünüyoruz," dedi.
Çelik, deliller arasında Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen sıfırlama tapeleri ve diğer iddialara ilişkin uluslararası raporların bulunduğunu söyledi. Ayrıca TOKİ üzerinden gerçekleştirilen yolsuzluk iddialarının da kanıt olarak sunulduğunu ifade etti.
Davanın bir sonraki duruşmasının 6 Şubat’ta Mersin’de görüleceğini belirten Çelik, Kılıçdaroğlu’nun bu duruşmaya katılmayacağını ancak avukatlarının delilleri mahkemeye sunacağını söyledi. Çelik, "Genel Başkanımızın talimatı net: Geri adım atmaksızın gerçekleri ortaya koymaya devam edeceğiz. Kamu yararı gözeterek yapılan bu eleştirilerin hukuki değil, siyasi bir süreçle cezalandırılmaya çalışıldığını göstereceğiz," dedi.
Çelik, davanın yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasi bir hesaplaşma olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu’nun savunmasıyla tarihi bir duruş sergilediğini belirten Çelik, "Bu süreç, hem Türkiye’nin adalet sistemi hem de siyaset tarihi açısından unutulmayacak," ifadelerini kullandı.
Tele1