Muharrem İnce açık açık konuştu: Yüzde 31 ile bıraktım, harekete geçiyorum
– Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adayı kesinlikle Abdullah Gül’dü. CHP’den birini asla düşünmüyordu. Bütün arzusu Abdullah Bey’i aday göstermekti. Ama onun bu planını Meral Akşener bozdu. Açık söylüyorum ben Akşener sayesinde aday oldum.
– Genel Başkan beni davet etti, anket yaptırmış yüzde 70’le ben önde çıkmışım. ‘Adayımız sizsiniz’ dedi. Başarılar diledi.
Hiçbir hazırlık yoktu. 50 günde 107 miting yaptım. Bu dünya siyasi tarihinde bir rekordur.
– Kazanmaya gidiyordum. Kabinem bile hazırdı kafamda. O kadar emindim. Kampanya sırasında tek bir hata yaptım. O da İstanbul mitingiydi. O mitingin başarısı AK Parti’de panik yarattı ve müthiş bir şekilde son gün çalışması yaptılar. İstanbul mitingi olmasaydı kesinlikle ikinci tura gidecekti iş.
– Tuncay Özkan seçim gecesi ile ilgili olarak Levent Gültekin’e ‘Muharrem İnce o gece sarhoştu’ diyor. O da bunu yayıyor. Yahu o gece yanımda birçok partili var. Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay var. Bekledim ki, biri de çıksın ‘Değildi. Beraberdik’ desin. Hiçbiri çıkmadı.
– Bana destek olan kim varsa partiden ya atıldı ya pasifize edildi ya küstürüldü. Sanki vebalı hale getirildim.
– Ardından bu Saray’a gitme meselesini birileri kurguladı. Ben de bu iftiraya dava açtım. Genel Başkanımıza da dedim ki, ‘Parti de dava açsın’ ama açmadılar. Niye açmadılar sormak lazım.
– Ben Beştepe’ye Saray’a gitsem gizli gitmem. Açık açık giderim. Twitter’dan duyurur giderim. Çünkü bugünkü sisteme göre ben ana muhalefetim. Tayyip Erdoğan’ın rakibi Kemal Kılıçdaroğlu değildi, bendim. Bu yüzden isteseydim açık açık gider görüşürdüm. Gitmedim. O da yetmedi şimdi bir de bölücülük meselesi çıktı.
– Yahu bugünkü sistemde bölmek mümkün değil ki! Ben bir parti kurup gidip bunu Cumhur İttifakı’na mı eklemleyeceğim. Mümkün mü?
– Fatih Bey, elbette kırgınım. Genel Başkan’ın maaşlı danışmanı Kurultay’da Genel Başkan’ın yanında oturtulurken benim gibi Cumhurbaşkanı adayı olmuş bir CHP’linin, 14 yaşından beri bu partiye her kademede hizmet etmiş birinin milletvekili olduğu kent Y harfinde diye en arkaya oturtulması tabii kırdı beni. Ama arkaya oturtulmaya kızıp parti kuracak kadar çocukça bir iş yapacak adam da değilim.
Birçok şey sayarım kırıldığım ama asıl mesele şu. CHP’de Atatürk düşmanları yer bulabiliyorsa ben asıl buna kızarım. AK Parti’de Atatürk düşmanlarına alışkınız ama CHP’de de oldu mu bak işte onu kabul etmem mümkün değil.
– Bu sistemde bir bölen olmak mümkün değil. Yüzde 51 lazım. Ben gidip AK Parti’ye, Cumhur İttifakı’na katılmayacağıma göre demek ki bir şeyi bölmüyorum. Zaten akıl var, izan var. De ki ben gittim Cumhur İttifakı’na. Yahu 1 tek taraftarımı, bir tek kişiyi oraya götürebilir miyim? Ben AK Parti karşıtı olarak bir anlam ifade ediyorum. AK Parti’ye bir kişi bile götüremem ki.
– Bakın ben parti kuruyorum falan demedim hiç. Anket şirketlerinin patronları arıyor. Yüzde 9 şimdiden var diyorlar. Dün arayan biri yüzde 12 olduğumu söylüyor. Bakın bunların hiçbir önemi yok. Ya yüzde 50 artı 1 olacaksın ya da olmayacaksın. Artık bu iş futbol maçı değil, basketbol maçı. Beraberlik yok. Bir taraftan biri kazanacak. Bu sistemde bölücülük mümkün değil.
– Ben bir parti kurmuyorum. Ben yola çıkıyorum. Yüzde 31’le bıraktım. Şimdi onu yüzde 51’e çıkarmak için yola çıkıyorum. Bu yol Diyarbakır’da karpuz tarlasına gidiyor. Diyarbakır’da kardeşlerimle karpuz toplayacağım, Sümbül Deresi’nde işçilerle olacağım, Rize’de çay toplayacağım. Yollara çıkıyorum, halka emanet edeceğim kendimi. Parti kurmuyorum. Halkla beraber yola çıkıyorum. Harekete geçiyorum. Bir hareket başlatıyorum. Halkla beraber.
– Bu hareket yarın bir partiye dönüşür mü, yoksa partiler o hareketin arkasına mı takılır bilmem. Ben yola çıkıyorum. Ben yüzde 9, yüzde 10, yüzde 12 ya da yüzde 49 için çıkmıyorum yola. Yüzde 51 için çıkıyorum.
https://abcgazetesi.com/muharremincesessizliginiilkkezbozduisteincenincokkonusulacakroportaji354241