Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetiyle ilgili davanın ilk duruşması, 7 Kasım'da 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Soruşturma kapsamında, tutuklu 12 şüpheliden 4'ü hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, aracında Narin'e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar'ın HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre, olay anında aynı evde olduğunun tespit edildiği belirtilerek, "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Mahkeme tarafından, Narin’in babası Arif Güran'ın "müşteki", aralarında tutuklu sanıkların da bulunduğu 21 kişinin ise "tanık" sıfatıyla katılması için "zorla getirme" kararı çıkarıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşmaya katıldı.
Duruşmanın ilk iki gününde, amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, Narin'in cesedini taşıyan Nevzat Bahtiyar ve tanıklar ifade verdi. Bugün saat 10.20 civarında başlayan duruşmada, savunma makamının tanıklarının dinlenmesi beklenirken, duruşmanın kamerayla kayıt altına alınacağı öğrenildi.
Duruşmanın 13 saat süren ilk gününde tutuklu bulundukları cezaevinden yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde adliyeye getirilen sanıklar amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Narin'in cesedini taşıyan Nevzat Bahtiyar ifade verdi. Nevzat Bahtiyar, mahkemede verdiği ifadede, amca Salim Güran'ın kendisine, "Yüksel ile cinsel ilişkiye girerken Narin gördü, bu yüzden öldürdüm" dediğini söyledi. Bahtiyar, "Büyük ihtimal boğarak öldürdüler. Cesedi ahırdaki torbaya ben koydum. Amcası benden Narin'in cesedini parçalamamı istedi. Vicdanım el vermedi" ifadelerini kullandı.
Anne Yüksel Güran olay gününü anlattı. Hakimin, Narin'in cesedi bulunmadan önce televizyona verdiği röportajda, "Kim öldürdüyse getirsin, mezarı olsun" dediğini söylemesi üzerine Yüksel Güran, "Demedim, herkes yalan söylüyor" dedi. Anne Güran, "Salim Güran ile ilişkiniz var mı?" sorusuna da "Salim ile ilişkim olsa beni öldürün, namusuma leke sürmeyin" yanıtını verdi.
Anne Yüksel Güran'ın ardından ifade veren Amca Salim Güran, baz kayıtlarını kabul etmediğini dile getirdi. Amca Güran, önce telefonundaki mesajları "eskort mesajları" olması sebebiyle sildiğini söyledi, sonra mesajları silme sebebinin "keleş mermisi" olduğunu öne sürdü. Amca Güran soruşturma sürecinde de aynı çelişkili ifadeleri vermişti. Aracında Narin'in DNA'sı tespit edilen Salim Güran, Narin'in aracına "kesinlikle binmediğini" söyledi, "Narin'in cesedinin üzerine çalıyı sen mi koydun?" sorusunu, "O dere çok uzun. Jandarma bulamamış, ben mi bulacağım?" diye cevapladı.
Baba Güran, hakimin, "Aile arasında 'Biz bu cinayeti Nevzat'a yıkalım' diye karar aldınız mı?" sorusuna "Hayır Hakim Bey, ben çocuğumun katili ile mi anlaşacağım?" cevabını verdi. Arif Güran, oğlu Enes Güran'a "Çok konuşma" demesinin sorulması üzerine de "Ben miyim katil? Oğlumu mu koruyorum? Oğluma ne diyeyim? Sadece moral vermişim" dedi.
İlk günkü duruşmada hakim karşısına çıkan 4 sanığın ardından, ikinci gün tanıkların ifadeleri alındı. Amca Salim Güran'ın eşi Birsen Güran, mahkemede, savcılıktaki ilk ifadesini baskı ve şiddet altında verdiğini söylerken, korktuğu için değiştiremediğini belirtti.
Mahkemede tanık olarak ifade veren Baran Güran ve diğer aile üyeleri arasında sert tartışmalar yaşandı.
Diyarbakır Barosu avukatının, abi Baran Güran'a sözleri sonrası baba Arif Güran sinirlenerek yerinden kalktı. Sinir krizi geçiren Arif Güran, salonu terk etti. Güran, ambulansta ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı.
Üçüncü günde yaşanan gelişmeleri gazeteci Emrullah Erdinç ve Rojda Altıntaş aktarıyor.
Yüksel Güran yerine geçti, avukatı konuşuyor.
Yüksel Güran, Nevzat Bahtiyar’a döndü.
Mahkeme Başkanı: Bana bakın.
Yüksel Güran: Ben okul okumamışım. Ben kızımı unutmuşum, namusumun derdindeyim. Salim benim abimdir. Bir kadının gözü dışarıda olsa, ben bir gün tokat yememişim. Narin’in katili çıksın. Biz kimiz? Biz kimizin çocuğunu öldürmüşüz. Ayıptır size. Ben anneyim, hayırdır size. Siz nasıl elinizi vicdanınıza koyacaksınız?
Yüksel Güran: Yeter! Bize niye böyle yapıyorsunuz? Bizi neyle suçluyorlar? Enes o gün deli olmuştu, deli. Jandarma yanımda, eğer ben kızımın katili olsam, ben niye başörtüsünü göstereyim? Her şey ortada. Allahtan başka kimse yok. Bizi mahvettiniz.
Mahkeme Başkanı: Tamamdır, bitti.
Yüksel Güran konuşuyor:
Mahkeme Başkanı: Tanıkları ve avukatları dinlediniz, ne diyorsunuz?
Yüksel Güran: Şu anda en acılı dünyada, en acılı, en mağdur anne ben. Hem kızımı vahşete verdim, hem namusumla suçladılar, hem mezarına gidemedim. Ben neler çektim, kimse demedi. Beni bir şalla suçladılar. Ben kızımın katili olsaydım, ben zaten göstermezdim. Katili olsam, söylemedim. Beni kolluk oğlumu öldürmekle suçladı. Ben cahil olabilirim ama ben akıllı bir kadınım. Kimse demedi, oğlunu öldürmekle tehdit ettiler diye. Enes, Enes dediğimi kimse düşünmedi. Benim kayınlarım, elitlerimin sesini, işkencelerini asla unutmayacağım. Dedim anne, ben bir anneyim, kızını kaybetmiş bir anneyim. Polis yüzüme tükürüp, yüzümü silmeme bile izin vermedi. Ben katil yerine konuşuyorum, onun eşi hu zulmü görseydi Nevzat konulacaktı. Beni asın, beni öldürün, ama benim namusuma laf etmeyin.
(Elini kürsüye vurdu, sesi yükseldi)
“Kimse gerçekleri demiyor, yalanla dolanla bizi kandırıyorlar. Biz bunu hak etmedik. Ne varsa çıkarın. Türkiye’ye sesleniyorum, eğer katil bizsek bizi asın.”
Nevzat Bahtiyar getirildi, mahkeme Başkanı soruyor
Mahkeme Başkanı: Ne söyleyeceksiniz? Nevzat Bahtiyar: Ben de suçluyum, ben itiraz etmiyorum ama benim üzerime atılan bu şeyler yalandır.
Nevzat Bahtiyar’ın zorunlu avukatı konuştu: "Bir kadın olarak, Narin için dosyadan çekilmeme kararı aldık." Mahkeme Başkanı: "Bunun için size teşekkür ederiz." Avukat: "Hepimizin amacı maddi gerçekliğin ortaya çıkmasıdır. Nevzat hatırladığı kadarıyla tüm beyanlarını zaptırapta geçiriyor. Bu yüzden ekleyeceğimiz herhangi bir husus yoktur. Nevzat kızımızı öldürmediğini söylemiştir, katili biliyorsak burada durmamızın amacı yoktur. Nevzat Bahtiyar öldüren kişi gibi algı yapılsa da, eminim 85 milyon gerçek failin bulunmasını istiyor. Nevzatın itiraflarına ekleyecek hususumuz yoktur. Tutukluluk talebini mahkememize bırakıyorum."
Salim Güran’ın avukatı devam ediyor: “Nevzat Bahtiyar, elleriyle eski muhtarı boğmaya çalışmıştır. Salim Güran kurtarmasa o da can verecekti. Eylemdeki benzerliği görüyor musunuz? Bahtiyar’ın çocuklarının ifadelerine bakın. Ferhat Bahtiyar, “Babam Yüksel’in feryadına tepki vermedi,” dedi. Nevzat’ın öz kızı, Salim’in ne kadar üzgün olduğunu ifadesinde belirtmiş”
“Savcıların 4 elle sarıldığı baz raporuna göre, bazın oda oda gösterdiği bir fantaziden ibarettir. Daraltılmış baza ilişkin teknik bilirkişilerin duruşmada hazır dinlenilmesini talep ediyoruz. Salim’in gece Eğerturmaz Deresi’ne gittiği söyleniyor. Daraltılmış baz ile tespit edilmiş öyle mi? Külliyen yalan. O gece kolluğun gözü önünde kimin haddine bir yere ayrılmak? Bir kamera görüntüsü çıkarıldı. O araç gerçekten nereden nereye gidiyor, tespit edilmeli. Dosyadaki en büyük kanıtlardan biri Salim’in aracındaki DNA. DNA kalıntılarına ölümcül derecede önem atfediliyor, Yüksel kızının daha önce o araca binerek nişana gittiğini söylediği dikkate alınmadı mı?”
"Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, tüm kanunlar çiğnenerek yasak usullerle ifade alınmış, işkenceler uygulanmış, müvekkilim jandarmanın ağır hakaretlerine maruz kalmış ve baskı ile uzun süre ters kelepçeyle ayakta bırakılmıştır. Üst düzey bir komutan, 'Seni Irak’a götürürüz, yüzünü değiştiririz' şeklinde konuşmuştur."
"Eminim sizler kararlarınız ile konuşulacaksınız. Hak, türe yaradanın diğer adıdır. Umarım hakka zarar gelmez. Teşekkürler."
Salim Güran’ın avukatı:
"Aile, Uğurcan Güran’ın düğün davetiyesini dağıtmak için Batman'a ve Derik’e gitti. Nevzat bunu biliyordu, önceden planladı. Annesi Zeynep Bahtiyar, kimin nereye gideceğini önceden sormuştu. Sayın başkan, Nevzat’ın yaptığı iğrençlik ve acımasızlık ortadadır. Biz bunun Nevzat tarafından yapıldığına yüzde yüz eminiz. Nevzat bir katildir. Nevzat Bahtiyar, başını avukata doğru hafif çevirerek ve dinlemeye başladı."
“Çocuğun battaniyeye sarıldığı bir düzmece hikâyedir. Ortada bir battaniye yoktur. Nevzat Salim’den korktuğunu ifade etmiştir. Madem korkuyor, neden ifadesini değiştiriyor? Kendi günahını zaten Salim’in boynuna bağlamış. Nevzat asla aileden de korkmuyor. Küçücük bir beden, sözde görmemesi gereken bir şey mi okudu? 8 yaşındaki bir masum, lahit olduğu için öldürülüyor, fakat 50 yaşında biri suça dahil ediliyor. Akla ve mantığa sığıyor mu?”
Salim Güran’ın avukatı:
“Bu ülkenin bakanı bile bu magazinsel haberlerle, bu aileye başsağlığı dilememiştir. Biz hukukçuları tatmin eden bir iddianame hazırlanmadı. Soruşturmanın bütünselliği bozulmuş, aynı olayla ilgili onlarca tutuklu varken, kusura bakmayın ama acele işe şeytan karışır derler. Bu acele bizi hataya götürecektir. Soruşturma, en başından beri kasıtlı olarak Güran ailesi üzerine yoğunlaştırılmıştır. Üfürükçülere aile mi götürmüş?” (Siir okuyor, anlamadım) Soruyorum size; evin kapısı yok mu? Kapının kilidi yok mu? Söylenen iddialar doğruysa, o 3 çocuk o evde amcayı yaşatır mıydı? Diğer iddia ise, Enes’in çocuğu öldürmüş olduğu yönünde. HTS kayıtlarına baktığımızda ise ne Enes’le ne de Yüksel ile Salim Güran arasında herhangi bir irtibat göremezsiniz”
“O çocuk o tepeye çıkmamış, Nevzat tarafından vahşice katledilmiştir. Sayın başkan, sebepsiz yere öldürmek diye bir kavram da vardır. 4 insanın sebepsiz yere öldürmesi saçmalıktır. Gerçek olan şu ki, minnacık bir beden toprağa gömülmüştür”
Salim Güran konuştu: "Çoğu senaryo, bu çocuğu diyor evde öldürdüler, baz kaydırdılar, öyle şey mi olur? 8 yaşında melek ya. Suçsuzum, beraatimi istiyorum."
"Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı avukat konuşuyor:
'Kilit isim Enes Güran. Kardeşleriyle görüşmeleri var. Eren Güran’a, 'Abicim kimseyle konuşma' diyor. Bu görüşmelerin yayınlanması hukuka aykırı olsa da, ben bunu delil olarak kabul ederim. Şüphelinin gözlerinde morlukların ilk olarak mısır tarlasında olduğunu söylüyor. Ancak kaç gün geçmiş? Dolayısıyla kilit noktanın Enes Güran olduğunu düşünüyoruz.'"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı avukat konuşuyor.
"Enes Güran'da diş içi ve gözünde morluklar görülüyor ama maalesef diş izinde ayrım yapılamıyor. Salim Güran’ın aracı inceleniyor, aracın şoför koltuğunda oturma kısmında DNA tespit ediliyor. Bunlar tespit edilince amca Salim Güran tutuklanıyor. 6 gün sonra Narin kızımızın bedeni bulunuyor. Yüksel Güran, kızının öldüğünden gayet emin, oğlu Enes’i ise koruma çabasında. Bunlar benim beyanım değil, jandarma tutanaklarına dayanan verilerdir."
Adli Tıp Raporu okunuyor, Arif Güran dışarı çıktı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı avukat konuşuyor.
"Narin kızımızın öldürülmesindeki maddi gerçeğin ortaya çıkması herkes için önemlidir. Tüm sanıklardan şikayetçiyiz. İmam Recep Kaya, Devran Güran (terlik konusu ile aşama geçemedi), İsa Kaya, İbrahim Kaya (Nevzat'a teklif ileten aracılar), ve yaşı küçük iki kız çocuğun da ifadelerinin alınması gerek. Bu olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve saklandığı görülmektedir. Nitekim alacak verecek meselesinde bir sorun olmadığı belirlenmiştir. Tutukluluk hallerinin devamına ve sanıkların üst sınırdan cezalandırılmalarını talep ediyoruz."
Mahkeme Başkanı: Ara veriyoruz, 1520 dakika.
Diyarbakır Barosu'na bağlı avukat konuşuyor.
"Ramazan Atasoy’un daha önceki beyanları nedeniyle burada tanık olarak dinlenilmesini yineliyoruz. Süheyla Özkan’ın da dilenmesini talep ediyoruz.” (Süheyla Özkan, Narin’in üvey babaannesi)
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, müşteki savunmasını tamamladı. Eren, Narin'in ölümüne dair sorumluluğu bulunan sanıkların cezalandırılmasını talep etti ve sanıkların tutukluluk halinin devamını savundu.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, cezaevi görüntüleri hakkında konuşuyor.
"O görüntülerde Enes her defasında raporları ve belgeleri soruyor. Sorguda da söyledim, diş fırçası ve camiye giderken kendisini öpme konusu gibi detaylar var. Bir şekilde kaygılı bir hali vardı. Bir narinin kimler tarafından ve nasıl öldürüldüğüne dair şüphelerimiz var. Sanıkların mahkumiyet alacağına kesinlikle inanıyoruz. Bu cinayetten dördünün de sorumlu olduğuna inanıyorum. Bu nedenle sanıkların tutukluluk halinin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum."
Eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren konuşuyor.
"Enes, tek kız kardeşin kaybolmuş. Telefonu 16.13’te okulun yanında kapanıyor, peki telefon şarjdaydı da nasıl şarj bitti? Ve ne zaman açılıyor bu telefon? Gece sabaha karşı 04.00’te. Enes o evden çıkarıldı, getirildi bakkala kondu. (Plana göre anlamında diyor) Orada tanıklardan biri konuştu. Eğer Enes dışarı çıktıysa, Muhammet Yağmur’un arasına bindi. 200 metreyi tarif et dedim, edemedi. Çok yakın bir nokta. Enes’in evde uyuduğuna dair beyanlar verildi. Peki organizasyonda bir ihmal de var. Furkan bize ne söylüyor? Ufuk’un ağabeyi, eve geldim kardeşimi tek başına gördüm dedi. Çıktım baktım, Ufuk yoktu, Enes’le evde oturuyordu."
Eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren devam ediyor.
"Organizasyon şöyle devam ediyor: 'Bizim Enes’i evden çıkarmamız lazım' diye düşünülüyor. Ama Enes aslında evin içerisinde. Elimizde bilimsel anlamı olan daraltılmış baz istasyonu verisi var, belki bunu tartışacağız. Savcı hanım sordu. Osman Güran’a, Dicle Üniversitesi'nin Salim’in verdiği bazdan bahsettiniz. Bu dosyada inanılmaz bir avantajımız vardı, surdan, bağlardan, çarıklı’ya kadar olan alanı kapsayan bir baz istasyonu verisi var. Alıyor. Yani şunu anladım: Hareketlilik, değişen baza göre size yer belirtiliyor. Bu dosyayla birlikte şunu anladım: Bu cep telefonu, benim ayak izim. Birçok uzmana sordum, evet HTS kayıtları kesin olmayabilir ama baz istasyonu verisi, sağlıklı bilimsel anlamda, kesik bir delil olarak kabul edilebilir."
Müşteki avukatı, Narin adına konuştuğunu belirterek konuştu.
"Yüksel Güran gerçekten evinde bir gün önce oğlu uzun yoldan gelmiş, kalkmış sabah bamya toplamaya gitmiş, kahvaltılarını hazırlamış, baba Batmana götürüyor. Düşünün, yeğeninin düğünü için Batmana davetiye götürüyor, ne kadar kıymetli bir şey ama muhtar köyde, o ne yapıyor? Çocuklarını alışverişe götürüyor, geri geliyorlar. Peki… Devam edeyim. Narin… Müşteki avukatı olarak konuşuyorum, narinin adına konuşuyorum. Enes Güran evde diyorsunuz, tamam, ama uyuyor diyorsunuz, ispat? Bunları evde uyurken gören birine ihtiyaç var. Kim? Hediye Güran. Eğer Salim Güran, eşi ve çocukları mahkemedeki ifadeleri doğruysa, o aracı görmemelerinin şansı yok. Hediye Güran eve gittiğinde Salim kendi evindeyse, neler oluyor? Ama geldiğimiz nokta şu; Hediye Güran gidiyor, eğer sen 15.00’te çamaşırlarını bırakıp gittiysen, iddialara göre 15.00’te de 16.00’da da Salim evde. Bu araba nasıl görülmez?"
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, konuşmaya devam ediyor. (Sözü kesilmiyor)
"Bunu bilen insanlar 17.40’a yönelik inanılmaz bir kurgu yaptılar. Arif Güran da bilsin, bu dosyaya giren her şeye vakıf olmak için inanılmaz mücadele gösterdik. Bu dosyadaki tek bir bilgiyi tek bir gazeteciye vermedim. Bu şüpheliler dışarıdayken, içerideki ifadeler yayınlandı."
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, mahkemede konuşuyor.
“Biz bu karanlıkla bu dosyanın içerisindeydik ama her ortaya çıkan delil, maalesef aile bireyleri açısından yeni bir stratejiye götürdü. Kolluk soruşturma aşamasında Narin’in kaybolduğu tarihi 18.00 olarak biliyorlar. Bu yüzden kamerada 18.00 görüntüleri var. Neden diyorsunuz? Çünkü bulunduktan sonra yeniden görüntüler incelendi, kırmızı araç tespit edildi ve bir şekilde Nevzat Bahtiyar, kırmızı aracın sahibi olarak tespit edildi. Aylardır Narin’e çalışan bir avukat olarak, Narin’in evden çıktıktan sonra aracın görüldüğü saati 15.40 olarak belirledik. Narin’in kesin bilgi vermiyor. Biz Narin’in öldürüldüğü saati 18.00’den sonra biliyoruz. Neden? Çünkü kurgu düzeni var. Yani bir şekilde 15.11’de eve doğru giderken, o okulun tesadüfi kamerası olmasa biz gerçekten Narin’in nereden nereye gittiğini bilmeyeceğiz. Patika yoldan yukarıya gidiyor, kendisiyle birlikte olan akranları, Narin’in kendisine tepeden el salladığını söylüyorlar. Bu bize ne zaman söylendi?”
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren konuşmasına devam ediyor.
"Şu an öldürmekten 4 sanık var. Öldürmeye iştirak alanında yeni faillerin çıkacağı anlamında eklemeler olabileceği kanaatindeyim. Benim en çok dosyada şaşırdığım konu şu; belki hayatınızın en değerlisini kaybediyorsunuz ve dönüp baktığınızda o günü ilmik ilmik hatırlarsınız. 'Ben o gün ne yaptım?' deriz” “Narin'in daha erken bir iddianame ile faillerinin getirilmesini maalesef yaşayamadık. Köydeki çevredeki şüpheler keşke daha erken fark edilebilseydi. Bir şekilde gecikti. Ama dediğim gibi, hayatlarında hiçbir şekilde unutmayacakları, saniye saniye söylemeleri gereken Narin’in çevresinin ifadeleri bir günü bir günlerine uymuyor." Mahkeme Başkanı ayakta, elleri bağlı şekilde dinliyor.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Mahkeme Başkanı'na konuşuyor.
"Dosyada önemli bir aşamaya geldik. Narin'e bunu yapanların, buna göz yumanların ya da bulunmasını geciktirenlerin adalet önünde cezalandırılması gerektiği üzerine çalışacağız” “Diyarbakır Barosu olarak, Türkiye’de çok benzerine rastlamadık ama önceki başkan olarak Diyarbakır Barosu'nun katılmasına yer verilmesini kutluyorum. Bu anlamda kıymetli, bir şey daha ifade ederek dosyaya geçeceğim."
Diyarbakır Barosu avukatı devam ediyor.
"Vecdi Bahtiyar, Ali Rıza Güran dolaylı olarak haber göndermiş, Nevzat suçu üstlensin diye. Bu maddi gerçeği ortaya çıkaracağımıza inancımız tam. Mahkemenizden bir kez daha teşekkür etmek isterim. Adil bir yargılama yürütüldüğü için teşekkür ederim."
Diyarbakır Barosundan bir avukat Mahkeme Başkanı’na doğru konuşuyor.
"Ramazan Atasoy'un kendi beyanını okuyorum: 'Senin yüzünden başımız belaya girdi (Salim’e diyor) komutanım, Salim her ayak bileğine kadar suyun içerisine girmiş gibiydi.' Ramazan’ın da bu organizasyondan haberdar olduğu burada açıkça anlaşılıyor."
Diyarbakır Barosu’ndan başka bir avukat Mahkeme Başkanı’na konuşuyor.
"Nevzat Bahtiyar, Vecdi Bahtiyar’ı arıyor, o da Salim Güran’ı arıyor. Vecdi Bahtiyar, kaybolan Narin için endişelense de, esasen kendisinin de haberi olduğu çok net bir şekilde anlaşılıyor. Vecdi Bahtiyar, 24 Ağustos’tan sonra Diyarbakır’a geliyor ve 8 Eylül tarihi, hepimizin canını acıtan Narin’in cansız bedeninin bulunduğu bir tarih. O gün, Vecdi, 06:34’te Nevzat’ı arıyor, aralarında işbirliği yaptıkları burada açıkça görülüyor. Ramazan Atasoy ise gözcülük yapmaktadır. Ramazan Atasoy’un ne için dinlenmesi gerektiğini de size açıklayacağım."
Diyarbakır Barosu'na bağlı avukat konuşuyor.
"Kadınlar arasındaki kavga çok konuşuldu; Mişar Yasemin ve kızları arasındaki kavgadan bahsediyoruz. Yasemin, Yüksel’in kardeşi, dolayısıyla Narin’in vefatını öğrendiğinde verdiği tepki diğerlerine göre daha samimi. Gayet açık bir şekilde “doğruyu konuşsaydınız, bu durum buraya gelmezdi” demiş. Şu an çarpıtılarak, birine beddua edildiği söyleniyor, değiştiriliyor. Enes bile 'Ben teyzemi aldım ve oradan uzaklaştırdım' derken, teyze 'Enes’i görmedim' diyor. Melek Güran ve çocuklarıyla ilgili de bir çeşit çelişki var."
Diyarbakır Barosu adına başka bir avukat konuşmaya başladı. Mahkeme başkanına doğru konuşuyor.
"Dosyada ifade verenler, yakınlarını korumaya yönelik davranıyor. Evet, köy yerinde kimse saate bakmaz ama karıştırılmayacak durumlar vardır; bir insanın biriyle kaç defa görüştüğü, görüldüğü zaman yanında kimlerin olduğu gibi. Melike, Maşallah Güran ile ilgili dikkat çekmek istiyorum. Saati karıştırmış olabilirler ama daha önce, 2 kez Narin’in geldiğini belirtmişler. Bu farklı anlamlara gelmektedir. Melike Güran, '14.00’te uyandım, Narin 17.40’ta geldi' diyor. Bu, karıştırılabilecek bir husus değil. Şimdi yeni ifadelerle 'Mina geldi' diyorlar. Bunlar neden önemli? Bunların hepsi senaryo halinde ortak ifade verdiğini gösteriyor."
Diyarbakır Barosu avukatı konuşuyor.
"Koldaki diş izinin Enes tarafından kendi kendine yapıldığı iddia ediliyor. Sayın başkan, çöl araştırdım, birçok makale okudum. Vücut belli bir dereceye kadar acıya dayanabilir, ağzınızı ve burnunuzu kapatın; bir süre sonra kendinizi boğamazsınız. Bu da böyle bir şey. Belli bir acı seviyesinden sonra vücut eyleme izin vermez. Enes’in diş izi 3 gün geçmesine rağmen çok net izler bıraktı. Enes sinirlendiği için bunu meydana getiremez."
Mahkeme Başkanı: Teşekkür ederim avukat bey.
Diyarbakır Barosu avukatı, Mahkeme Başkanına konuşuyor.
"Yüksel Güran’ın bu eylemde fail olduğuna inanıyoruz, daha önce verdiği röportajlar var. Annenin Enes’i korumaya yönelik davranışları garip. Nihayetinde jandarma görevlisinin kendisiyle bir husumeti yok, ancak Enes ile ilgili 'ne yapabilirim' diyorsa, bu doğru tespit edilmiştir. Enes’in beyanında ise şu çelişkiler var: 'Ben 17.30’da eve gittiğimde Hediye’yi görmedim, ama Hediye çıkarken ben Enes’i gördüm' diyor. Bu çelişkiler nelerdir?"
Diyarbakır Barosu avukatı, Mahkeme Başkanına konuşuyor.
"Salim Güran, olay günü birçok görüşme yapıyor. Bir görüşmede saat 15:16 diyor, bir sonraki görüşmesinde ise 'Çingeneler kaçırmış olabilir' diyor. Sayın Başkan, Salim bu saati nereden biliyor? Salim Güran, kendi beyanıyla karşıdakine 15:16 demesi kuşkuludur. Peki, çingenelere yönelik bir adım atıldı mı? Ben böyle bir şeye rastlamadım. Sayın Başkan, Salim Güran mahkemede ısrarla 'kıyafet değiştirmedim' diyor ama daha önce kıyafet değiştirdiğini söyledi. Biz hangisine inanacağız? Narin’in DNA’sının çıktığı araç peki? Birazdan sanık avukatları savunma yapacak ama sayın başkan, araçta bulunan tek DNA o. Dolayısıyla bir şekilde aylar önceki nişan konusuyla DNA oraya gitmemiştir."
Diyarbakır Barosu avukatı konuşuyor.
"Aile neden toplantıları gizliyor? Bir kısmı yapıldığını, bir kısmı yapılmadığını söylüyor. Güran ailesinin telefon kayıtlarını silmesi ise ayrı bir konu. Buradakilere soruyorum, en son ne zaman telefon kayıtlarınızı sildiniz? Eğer sadece Salim Güran silseydi, tesadüf olabilir diye düşünebilirdik. Ancak eğer birden fazla kişi bunu yapıyorsa, bu durum şüphe uyandırır."
Diyarbakır Barosu'ndan bir avukat konuşuyor.
"Tutukluluk devamı talebine katılıyoruz. Birsen Güran, 4 ayrı ifade verdi ve eski beyanlarını kabul etmedi. 23 Ekim'de verdiğiniz ifade gerçek iradenize uygun muydu? Birsen Güran’ın ifadesinde, "Narin 17:40’ta evimize geldi" şeklinde çok net bir açıklama var. Salim Güran’ın yönlendirmesi olduğunu düşünüyoruz. Mantık şu: Bir terlik bulsam ve bunun Narin'e ait olduğunu düşünsem, kolluk kuvvetlerine teslim ederim. Muhammet Kaya aracına alıyor, fakat Muhammet Kaya, bu terliğin Narin'e ait olduğunu düşündüğü halde nasıl olur da vermiyor?”
Savcı: Sizin istediğiniz görüntünün iyileştirilmişi var. Açıdan eksiklik var mı, farklı açılardan bakabildiniz mi?
Nahit Eren: Bunu ilk defa izleyeceğiz.
Savcı: Görüntü 2’ye girelim.
Mahkeme başkanı: İddia makamı tarafından en net görüntü bu. Bize gönderilen bu.
Sanık avukatı: Araç hareketleri var mı?
Mahkeme başkanı: Bize de yeni geldi. Arif Güran, emin misiniz, istediğiniz görüntü bu mu?
Arif Güran: (şahingöz… Anlaşılmadı)
Mahkeme başkanı: Şahingöz dediğiniz kamera kayıt yapmıyor, anlık izleniyor müdahale için.
Arif Güran: Askeri bölgeye herhangi bir saldırı olsa orada kayıtlı olmuyor mu?
Mahkeme Başkanı: Yazılı talep edeceğiz.
Mahkeme Başkanı: Dara2 görüntüleri hazırmış.
Savcı: 15.05 15.11’den arası var.
Görüntüler izlettiriliyor.
Görüntü kesildi, Arif Güran’ın istediği görüntülerin bunlar olmadığı anlaşıldı.
Arif Güran’ın avukatı konuşuyor.
"Arif Güran, kamera kayıtlarından bahsediyor. Bugün alınmış olan kayıtların incelemesinde hata olduğunu biliyoruz. Kızı öldürülmüş bir babanın bu talebini çok görmemek gerek. Kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemeli. 5 Kasım’da Arif Güran ifadeye alındı. Arif Güran’ın acısı es geçiliyor."
Mahkeme Başkanı, Dara2 kamerasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Görüntülerin oldukça fazla olduğunu ve bunların ayırt edilip getirileceğini belirtti.
Savcı, tutukluların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.
Tanık Oya Yorulmaz, Mahkeme Başkanına ifade veriyor.
Mahkeme Başkanı: "Oya Hanım, niye geldiniz?"
Oya Yorulmaz: "Benim bir ilgim yok. Benim dayımgiller, biz oraya gittik, Adli Tıp Kurumu'na gittik. Basın arkamdan geliyordu. Annem şeker hastası, arkadan gelirken kardeşim bana 'abla sus' dedi, kafamı böyle yaparken yumruk bana geldi."
Mahkeme Başkanı: "Kardeşiniz kim?"
Oya Yorulmaz: "Taner..." (anlaşılmadı)
Mahkeme Başkanı: "Orada ne söylediniz?"
Oya Yorulmaz: "Gidin yalan haber yapın dedim."
Mahkeme Başkanı: "Kime?"
Oya Yorulmaz: "Basına."
Mahkeme Başkanı: "Ciddi misiniz?"
Oya Yorulmaz: "Evet."
Mahkeme Başkanı: "Tekrarlıyorum, 'gidin yalan konuşun' diye bağırdın mı?"
Oya Yorulmaz: "Evet, çünkü yalan haber yapıyorlardı."
Kadın savcı araya girdi: "Ben kendim izledim, sana yumruk atıyorlar."
Oya Yorulmaz: Basına söyledim.
Mahkeme salonunda yer sorunu nedeniyle düzen sağlanıyor, bazı izleyiciler yer değiştiriyor.
Mahkeme Başkanı, tanıkların olduğu bölümde Yüksel Güran’a yakın bir yerde oturan Arif Güran’ı yerinden kaldırarak şöyle dedi: “Duruşma düzeni sabittir, herkesin yeri bellidir.”
Duruşma verilen aradan sonra başladı. Nevzat Bahtiyar, 4 jandarma eşliğinde duruşma salonuna getirildi. Yüksel Güran, Enes Güran, Salim Güran da salona getirildi. Mahkeme heyeti, sanıklar, tanıklar, avukatlar ve izleyiciler yerini aldı. Duruşma başladı.
Kaynak: Gerçek Gündem