2010’lu yıllara güçlü bir ekonomik performansla başlayan Türkiye özellikle 2010’ların ikinci yarısıyla birlikte güç kaybetmeye başladı. BabacanŞimşek’ten oluşan ekonomi kadrosu daha sonra yerini Berat Albayrak ve ekibine bıraktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonomi yönetiminde büyük söz sahibi olurken 2010’lu yıllara Merkez Bankası tartışmaları damgasını vurdu. 2010’lu yıllarda Türk ekonomisinde yaşananların kısa bir özetine bakmadan önce son 10 yıldaki büyüme performansımıza bir göz atalım…
2010: Türkiye emin adımlarla büyümeye devam etti. İnşaat sektörünün yıllık büyümesi yüzde 24 oldu. Ekonomi birinci çeyrekte yüzde 11.8 büyüdü! Milli gelirimiz bir yılda 2.354 dolar arttı.
2011: Yılı yüzde 8.5 büyüme ile tamamlayan Türkiye, Çin'den sonra dünyada en fazla büyüyen ülke oldu. Cumhurbaşkanı Kanal İstanbul fikrini ortaya attı.
2012: Mega projeler kamunun iyice gündemine oturdu. Akkuyu'ya yapılacak Nükleer Santral'ın proje görseli ortaya çıktı. İhracatta Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı.
2013: Haziran ayında patlayan Gezi Parkı olaylarından Türkiye piyasaları da etkilendi. Dolar/TL ilk kez 2 TL'yi aştı. İşsizlik yüzde 9.2 seviyesindeydi.
2014: 2014 ekonominin alarm sinyalleri verdiği bir yıl olarak kayıtlara geçti. Kredi not görünümünde bozulmalar olmaya başladı. ‘Asrın projesi’ Marmaray açıldı. Dolar/TL 2.40'ı aşarak tarihi zirvesini gördü.
2015: Dolar/TL 2.80'i gördü. Bank Asya TMSF'ye devredildi. Yerli otomobil için İsveç'ten prototip satın alındı. Daha sonra bu prototip kullanılmadı.
2016: Ekonomide bir yönetim şekli değişikliğine gidildi. Maliye Bakanlığı'na Berat Albayrak atandı. Türkiye temmuz ayında FETÖ'nün hain darbe girişimini savuştururken Türkiye ekonomisi zor bir döneme girmeye hazırlanıyordu. Darbe girişiminin ardından kısa bir süre sonra dolar/TL 3.00'ü aştı. Ekonomi 27 çeyrek sonra daraldı. Kredi not görünümü bozuldu.
2017: Türkiye ekonomik krizin etkilerini savuşturmak için hızlıca önlemler aldı. Kredi Garanti Fonu ile şirketlerin çekeceği kredilere devlet kefil oldu. Kamu bankaları uygun koşullarla kredi vermeye başladı. Varlık Fonu zengin kamu kaynaklarını tek bir şemsiyede topladı. 2017'de ekonomi alarm sinyalleri veriyordu fakat 2018'de çok az insan bu çapta bir kriz bekliyordu… Bu arada yerli otomobil için Türkiye’nin Otomobil Girişim Grubu kuruldu.
2018: Ve ekonomik kriz… ABD ile olan gerginliğin de etkisiyle dolar/TL 7.20'yi aştı. Şirketler art arda konkordato ilan etmeye başladı. Hacizler iflaslar birbirini izledi. Merkez Bankası faizleri sert bir şekilde yukarı çekti. İşsizlik 15 yılın zirvesine çıktı. Türk Telekom bankalara olan borcunu ödemeyince bankalar yönetime el koydu.
2019: 2018'de yaşanan her şey 2019'un bir nevi habercisiydi. Büyük mega projelerden alarm sinyalleri gelmeye başladı. Vatandaş art arda gelen zamlarla neye uğradığını şaşırdı. Çaya, şekere, benzine, motorine zam üstüne zam geldi. Piyasalar tekrar edilen İstanbul seçimlerinin etkisiyle çalkalandı. Ticaret savaşları etkisini iyice hissettirirken Merkez Bankası Başkanı ani bir kararla tarihi şekilde görevden alındı.
Özet: Şurası bir gerçek ki Türkiye 2010'lu yılların ilk yarısına çok iyi bir ekonomik performans ile başladı fakat ikinci yarıda yaşananlar bir o kadar dramatik oldu. Kur, enflasyon, faiz sarmalında yoluna devam eden Türkiye bu ekonomik krizden bir çıkış arıyor.