CHP’nin 24 haziran seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a yönelik yönelik sert eleştirilerde bulundu.
İnce’nin sosyal medya hesabında yazılı olarak yayımladığı açıklamanın tam hâli şöyle:
Millet İttifakına ya da bu ittifakın üyesi olan partilere “terör örgütleriyle işbirliği yapıyorlar”, “emirleri bu örgütlerden alıyorlar”, “sloganlarinı onlar belirtiyorlar” demek, bu ülkede “ben Anayasal düzen, hukuk, yargı tanımam bilmem”, “suçun ne olduğunu ben söylerim, suçluyu ben tespit ederim” demektir.
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, şürekâsının koro solistlerinin Millet İttifakına karşı söyledikleri, bu ülkenin Anayasası ve kanunlarında açıkça suç sayılır. Terör örgütleriyle iş birliği yapmak, hala yasalarımızda parti kapatma nedenidir ve bu eylemleri yapanlar için ağır cezalar vardır. Bu ülkenin polisini, savcısını, hâkimini ağızdan çıkan iki lafın amadesi yapmış bir yönetimin yapacağı, meydanlarda bağırmak, gazete manşetleri süslemek değil, gereğini yapmaktır.
Devlet yönetimi ciddiyet, sorumluluk ister. Devlet yöneticileri, suç sayılan fiillerle ilgili meydan korosu oluşturmaz. Yasaların gereğini yapar. Bugün Millet İttifakına karşı söylenenlerle ilgili elinizde uydurulmuş, imal edilmiş deliller dışında gerçek anlamda hukuki kanıtlar varsa, bunu yargıya taşımamış olmanız suç ve suçluyu korumaktır.
Yalanı, siyasetin kendisi haline getirdiniz. Halkına yalan söyleyen siyasetçilerin, devlet yetkililerinin ülkelerine verdikleri zararı, hiçbir düşman veremez. Çünkü yalana dayalı siyaset, satıldığı her toplumsal değeri çürütür, değersizleştirir, toplumu kutuplaştırır, birlik duygusunu, birlikte yaşama arzusunu ortadan kaldırın. Bugün yapılanlar da tam olarak budur. Ve her türlü değerlerimiz, birleştirici olmanın dışına çıkarılmış durumdadır.
Buradan iki çift sözüm de Sayın Cumhurbaşkanı yardımcısına olacak.
Cumhurbaşkanı, aynı zamanda bir partinin yöneticisi olmasından dolayı söyledikleri, siyaset alanının içinde gerektiği karşılığı almaktadır. Oysa şahsınızın ve diğer bakanların böyle bir konumu yoktur. Ayrıca siyasal söylemlerin tarafı, sözcüsü olmanın gerekçe olacak, bu tür davranışlarınıza meşruiyet sağlayacak hiçbir yasal dayanak bulunmamaktadır.
Şahsi düşüncem, elbette böyle devam etmenizdir. Çünkü tek adam rejiminin nasıl bir şey olduğunu sizlerin bu söylemleri, bu davranışları Türk halkına ve dünyaya en yalın haliyle göstermektedir.
İnce’nin sosyal medya hesabında yazılı olarak yayımladığı açıklamanın tam hâli şöyle:
Millet İttifakına ya da bu ittifakın üyesi olan partilere “terör örgütleriyle işbirliği yapıyorlar”, “emirleri bu örgütlerden alıyorlar”, “sloganlarinı onlar belirtiyorlar” demek, bu ülkede “ben Anayasal düzen, hukuk, yargı tanımam bilmem”, “suçun ne olduğunu ben söylerim, suçluyu ben tespit ederim” demektir.
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, şürekâsının koro solistlerinin Millet İttifakına karşı söyledikleri, bu ülkenin Anayasası ve kanunlarında açıkça suç sayılır. Terör örgütleriyle iş birliği yapmak, hala yasalarımızda parti kapatma nedenidir ve bu eylemleri yapanlar için ağır cezalar vardır. Bu ülkenin polisini, savcısını, hâkimini ağızdan çıkan iki lafın amadesi yapmış bir yönetimin yapacağı, meydanlarda bağırmak, gazete manşetleri süslemek değil, gereğini yapmaktır.
Devlet yönetimi ciddiyet, sorumluluk ister. Devlet yöneticileri, suç sayılan fiillerle ilgili meydan korosu oluşturmaz. Yasaların gereğini yapar. Bugün Millet İttifakına karşı söylenenlerle ilgili elinizde uydurulmuş, imal edilmiş deliller dışında gerçek anlamda hukuki kanıtlar varsa, bunu yargıya taşımamış olmanız suç ve suçluyu korumaktır.
Yalanı, siyasetin kendisi haline getirdiniz. Halkına yalan söyleyen siyasetçilerin, devlet yetkililerinin ülkelerine verdikleri zararı, hiçbir düşman veremez. Çünkü yalana dayalı siyaset, satıldığı her toplumsal değeri çürütür, değersizleştirir, toplumu kutuplaştırır, birlik duygusunu, birlikte yaşama arzusunu ortadan kaldırın. Bugün yapılanlar da tam olarak budur. Ve her türlü değerlerimiz, birleştirici olmanın dışına çıkarılmış durumdadır.
Buradan iki çift sözüm de Sayın Cumhurbaşkanı yardımcısına olacak.
Cumhurbaşkanı, aynı zamanda bir partinin yöneticisi olmasından dolayı söyledikleri, siyaset alanının içinde gerektiği karşılığı almaktadır. Oysa şahsınızın ve diğer bakanların böyle bir konumu yoktur. Ayrıca siyasal söylemlerin tarafı, sözcüsü olmanın gerekçe olacak, bu tür davranışlarınıza meşruiyet sağlayacak hiçbir yasal dayanak bulunmamaktadır.
Şahsi düşüncem, elbette böyle devam etmenizdir. Çünkü tek adam rejiminin nasıl bir şey olduğunu sizlerin bu söylemleri, bu davranışları Türk halkına ve dünyaya en yalın haliyle göstermektedir.
Devlet ve kamu ciddiyetinin bulunmadığı bir yönetimde, bulunduğu konumu iki dudak arasından çıkan onayla elde edenlerin (kaldı ki bu ülkemizde muhtar azalan dahi seçimle göreve geliyorlar) başka türlü davranmaları da beklenemez.
İki dudak arasından pozisyon kapmış birilerinin, halkın temsilcilerine kullandığı ifadeler, suçlamalar, bu sistemin tarihe düştüğü notlardır. Seçilmişlere karşı nasıl bir vesayet rejiminin yaratıldığının kanıtıdır.”
FUAT OKTAY NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yerel seçimlere değindiği bir açıklamasında, “Gücünü milletten almayan siyaset anlayışı yenilmeye mahkumdur, zillet ittifakında olduğu gibi. Zillet ittifakı gücünü nereden alıyor? Tabii ki milletten değil, FETÖ’den ve Kandil’den alıyor.” demişti.
http://www.yurtgazetesi.com.tr/politika/incedensertcikisdevletyoneticilerisucsayilanfiillerleh119385.html